Ney taksimi dinliyorum
Nasılda işliyor ruhuma bir bilsen
İçimden Mevlana çağırıyor gel..
Gel ne olursan ol gel
Sen bağlama çalarken geliyorsun
Mızrap olup inceden inceye
Ben sana aşığım canım İstanbul
Yanmışım aşkından elde kalan kül
Bülbüller figanda neylesin ki gül
Zayii olup kayboldum gel de beni bul
Nicedir ayrıyım senden İstanbul
Şarkılar yazmıştım aşkına dair
Şimdi söylemeye gücüm yetmiyor
Bir ömür boyunca sevmiştim seni
Bin ömür sevsem de sana yetmiyor
Sığmadı dünyaya büyüdü aşkın
Şu Sinop'un zindanı kaç yiğidi ağlattı
Konuştukça duvarlar bana türkü söyletti
Her taşında bir isim,bir umut kazılıydı
Kader benim alnıma Sinop mu yazılıydı
Deli Çavuş,Abdullah saymadım niceleri
Kapitalizme Uşak olmaksa sistem
Üretmeden Tüketmekse....
Ve yok sayıp emekçiyi Satmaksa fabrikaları bir bir
Benim bünyem kaldırmaz...Sistem dışıyım
İncirlikte Katil beslemekse sistem
Kaldım bir başıma denizin ortasında
Birazdan fırtına çıkacak
Yok mudur Tanrım yok mudur
Bir liman sığınacak
Sana söz veriyorum Tanrım
Bu gemi bir daha açılmayacak
Benim bir tespihim vardı
Abanoz ağacından
Ya sabır çekerdim yokluğunda...
İsmini zikrederdim milyon kez
Gözlerine benzetirdim tanelerini
Çünkü parlardı
Kanla sulanmış bu topraklar gibi Mukaddes
Her zerresine alın teri karışmış ekmek gibi helal
Bu ne güzellik ya Rab bu ne güzel bir cemal
Anlatamıyor konuşamıyorum dilim oldu sanki lal
İşçi yorgunluğundaki mola gibi,su gibi ihtiyaç
Yanıyor tenin bedenin
Sen senden kaçıyorsun
Beklide biraz utanıyorsun
Ben sana koşuyorum
Dudakların ki kor ateş
Gel kavga edelim ikimiz...
Biz yine savaşırken sevişelim
Her zamankinden daha sert...
Daha sert olsun bu defa
Bütün mahalle sallansın
Bırak konuşsun komşu kadınlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!