Sonunda bu kabuslarım bitecek biliyorum
Biliyorum ellerini aramayacağım geceleri uyurken
Bir anda sıçrayıp yeter Allahım demeyeceğim
Başka kollarda uyanıp, unutacağım senin kim olduğunu
Hangi yalan gecenin yıldızı olduğunu unutacağım
Dualarım hep eksik gelecek sen içinde olmayınca
Çizemedin mi ölümün üzerini yanlış yazılmış bir cümleyi karalar gibi
Sahile inip şöyle bir boğaz havası almadan nereye gidiyorsun şimdi sen
Cesur çocuklarına elveda demeden, helal etmeden köşedeki çaycıya hakkını
Arkandan el sallayan koca şehre dönüp bakmadan
Sen gidiyor musun Attila İlhan…
O ölmedi diyor ekranda senden bahseden dört tane matemli adam,
Biri çıkıyor sonra kalem şör diyor senin için, hak veriyorlar
İki cılız adam resmini taşıyor içeri, arkasında resmin aşıklara armağan park sandalyesi
Kaldırıp şöyle bir pardösünün yakasını,en kabadayı halinle
Sen isyan mı ediyorsun Attila İlhan
Aşkın tılsımlı yanıydın sen, ben ne zaman senin dilinden üç beş satır okusam kalmazdı önümde engeller
Dönüp bakınca ne kadar çok kapıdan geçtiğimi görüyorum
Diğerlerine saygıdan adını sayamadığım aşklarıma,acılarıma ve kalp yanıklarıma bakıyorum
Biliyorum şimdi okuduğum tüm dualara inat,gelmeyecek gitmiş olan
Sen aşkla mı gidiyorsun Attila İlhan
O kaptan şapkalı yakışıklı adam,dümenin başında şöyle bir öttürsen vapurun düdüğünü
Biliyorum gittiğin yerde daha güzel adamlar var,Sadri baba,Can baba…
Bu gün bayram, ah mahallenin delikanlı abisi bakındım sağıma soluma yoksun
Kusura bakma biraz sabırsızım, ama adettendir biliyorsun ellerini öpemedim bu bayram
Yoksa Sen öldün mü Attila İlhan…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!