Merhaba, ben Mesul.
Yanımda gördüğünüz de, Mutlu.
Arkadaşları ona, kızgın meşe dermiş.
Yine etrafı yaktın be!
Dur, hikayeyi anlatalım önce.
Vaktiyle yananlara,
Saman alevi, nahoş gelir.
Sonra göz, gözü göremeyince,
Kazandığı ne varsa saklarlar.
Ak tuncadan, görünmezdir adam,
Ne yapar eder, söndürür yangını...
Bizim oralarda bu duruma,
Hızır gibi yetti derler.
Hızır gibi yettiler ama,
Oluşan enkazdan bir tek sen mesulsun.
Ben mesulum.
Şu genç yaşta ozan gibi türküye yandık.
Oysa şöyle deniz kenarında bir yalı,
Duvarında yağlı boya tabloları,
Kabarık esvaplılara karşı sote kurup,
Köşede yapılan yer oyunları..
Ne de güzel olurdu ya ?
Olsun bizim gönlümüz zengin.
Hep öyle demedik mi zaten,
Görücüye gelen...
Cüzdansılara?
Valla ben söyleyeyim,
Halimiz yaş.
Sonrası mı?
Yavaş, yavaş erken final.
Toprağa ayağın alışırsa, bir daha zaten bırakmaz!
Olsun daha görülecek şeyler var diyorsan,
O zaman bak önüne, şu sözü de unutma;
Kaybeden, kazanan yok.
Lağveden var.
Lağveden.
Cihan Gürel 2
Kayıt Tarihi : 27.6.2022 00:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!