3-Görüyoruz ki sistemin iç boyutları içindeki kıyametler, sistemin geneli içindeki işleyişle bizlere yararı olan eğilimdirler. Eski, hurda, hantal yapıların silinip süpürülüp (alt üst oluşla) ortadan kalkması da, bu krizlerle, hortumlarla, deprem gibi felaketlerle olası olmaktadır. Eskinin kehanet ve kâhince olan bilme ya da bilmeye yönelen eğilim tahminleri, bu yasanın; o düzlem içi sezilen ama kavranamayan sihirli güç olacaklarıyla belirmesidirler.
Yedi semiz ineğin, yedi cılız ineği yutması, o günlerin mülkiyetçi gelişme rantına uygun büyümeleri, sistemin iç işleyişle yetersiz verimsiz kalan sistemin aksayan; sistemi fren ilişkilerine götüren az olma; sistem büyümesine cevap veremeyen, büyümeyi taşıyamayan, üretim ilişkilerinin verimsiz kalan kıtlıklarıyla; bu semirmedi büyümelerin, ortaya çıkan çelişmesidir. Semirici olanın cılızı yutucu akım gücü felaketidirler. Ya da düzgünü bir gidişin, kıtlık, doğal afet gibi bir sonuçla aşılacağının mesnet algılı, öngörücü tahminidir.
İşte bu kabil bozulana göre kurulanın denge ilişkilerini sezen, ama yeni denge ilişkilerini eski ilişkilere üzerine yorumlayan anlayış, bir felaketi size kehanet edecektir. Kavrayıştı kişileri güdümleyen bu kabil değişmeler, anlamak istendikçe, anlaşılamamakla; giderek kişi ve kişiler iç sıkıntısına dönüşürler. Bu iç sıkıntının başında düşünme stresi gelir. Kişilerin felaket tellallığı yapmaları gibi görülen gelecekten haber vermeye dek birçok izlek yorum girişmeleridirler bu kehanet tutumları. Tabi, bunun daha çok istismar oluşu ayrı bir durumdur da.
Kişilerin (birçok tahmin yaparlar olan bu kabil sezgin duyarlıların) , kehanetti büyüye dek bilmeleri; bu kabil yasallığın sezilişte oluşla henüz yasallığı ortaya konamamasından kaynaklanır. İç duyumlu olan (iç özne bilmesi olan) ve içi sızlatan (iç özne bilmesi olan endişe) nedenidirler. Kâhinin [yorum, tahmin yaparın (yapar olanın) ] algı bilmeli sezgisi olan, iyi bir gözlem bilirliğidir. Bu gözlem bilmeye dek kaygı ve endişeleri anlatamamanın duyarlı kişide biriken stresi, kişinin içinizdeki açıklanamayan sıkıntı ve felaketi sızlatmaya başlarlar.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta