Mesnevi Hikâyeleri Yusuf Peygambere Uygu ...

Fatih Lütfü Aydın
302

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Mesnevi Hikâyeleri Yusuf Peygambere Uygun Hediye.

Dostuna hediye götürmek istersen eğer,
Durumun da uygunsa,
Ona sevdiği şeyi götür ver.

Hikaye söz eder,
Yusuf Peygamberin konuğu bir dostundan,
Hoş beş den sonra Yusuf Peygamber hediye sormuş ondan.
Bunlar hep; sembol, ders çıkarmalık (ibretlik) hikaye, kıssa.
Sembol anlamlarını bilip hayata geçirmeli aslında.

Sembol anlam şudur, bence.
Salih Amel*’i götürmeli,
Hz. Allah’ımıza hediye.

04.02.2015
Saygılar ve Sevgiler.

Hikmetler.

• Dostları ziyaret etmek kadar onlara sunulacak hediyenin seçilmesi de büyük bir ehemmiyet arz eder. Sarayın bahçesinin duvarlarını altından tuğlalarla ören Hz. Süleyman’a (a.s.) hediye olarak altın götürmek ahmaklık olur.
• Varlığın aynası yoktur, ahmak değilsen yokluğu tercih et.
Mesnevi’de Geçen Bütün Hikâyeler ve Hikmetler. Sh. 53 Mehmet Zeren BİLGE KÜLTÜR SANAT.

* AMEL-İ SÂLİH

Sözlükte "yararlı, iyi ve güzel amel" anlamına gelen amel-i sâlih, din dilinde; îmanın gereği olarak ihlas ve iyi niyetle yapılan, Kur'ân ve sünnete uygun olan her türlü söz, fiil ve davranışlara denir. Kur'ân'da yetmiş iki âyette "amel-i sâlih" "îman" ile birlikte geçmiş, îman edip amel-i sâlih işleyenlere mağfiret, büyük mükâfat ve cennet vaat edilmiştir (Bakara, 2/25; Mâide, 5/9) . İslâm bilginleri "amel-i sâlihi"; farz, vacip, sünnet, müstehap ve mendup kısımlarına ayırmışlardır. Namaz kılmak ve zekat vermek gibi ibadetler amel-i sâlih olduğu gibi, dürüstlük, doğru sözlülük ve meşru bir işte çoluk çocuğunun rızkını temin için çalışmak da sâlih ameldir. Allah'ın rızasına uygun olan her amele sâlih amel diyebiliriz. Tevbe sûresinin yüz yirminci âyetinde mü'minlerin Allah yolunda açlık, susuzluk, yorgunluk ve sıkıntıya uğramaları, bir yeri zaptetmeleri, kâfirlere karşı zafer kazanmaları sâlih amel olarak ifade edilmiştir. Sâlih amel ile sevap elde edebilmek için insanın mutlaka îmanının bulunması ve şirkten uzak olması gerekir (Kehf, 18/110) . Îman, ibadet, Allah ve peygamberin emir ve yasaklarına uymak amel-i sâlih kavramına dahildir (Kehf, 18/30; Buhârî, Îmân, 18 (II, 12) . Kur'ân'da îman edip sâlih amel işleyenlerin, yaratıkların en hayırlıları olduğu bildirilmiştir (Beyyine, 98/7) . Allah'ın rızasına uygun olmayan her türlü inanç, söz, fiil ve davranışlara amel-i gayr-i sâlih denir. Bu kavram, sâlih amelin zıddı olup Kur'ân'da bir âyette geçmiştir (Hûd, 11/46) . Sâlih olmayan amel, Kur'ân'da amel-i seyyie olarak da ifade edilmiştir. Amel-i seyyie; sözlükte kötü ve zararlı amel anlamına gelen bu tabir, din dilinde, Allah ve peygamberin emir ve yasaklarına uygun olmayan, sahibinin günaha girmesine sebep olan söz, fiil ve davranışlara denir. Bu tâbir Kur'ân'da amel-i sâlih'in zıddı olarak kullanılmıştır (Tevbe, 9/102; Fâtır, 35/10; Mü'min, 40/58) . Nisâ sûresinin 123. âyetinde "Kim kötü bir amel işlerse onunla cezalandırılır" denilmiştir. (İ.K.)
Alıntı…… https://kurul.diyanet.gov.tr/SoruSor/DiniKavramlarSozlugu.aspx#.VNIYctKsWos

Not: Bir hadise göre, kişi ölünce onu önce malı mülkü sonra gömülünce, bir süre sonra yakınları terk eder. Amelleri ise onu hiç bırakmaz sorgulanma yerine onlar da ölüyle birlikte gelir. Demek ki Salih amel götürmeliyiz Hz. Allah’ımıza hediye olarak.

Yaşar Nuri ÖZTÜRK'e göre;
Müslüman olmadan kimse cennete gidemez. O halde müslüman kimdir sorusu sorulmalıdır. Nüfus kâğıdında müslüman yazması yetmez. Müslümanın kim olduğunu anlamak için Kur'an'a bakmalıdır.

Cennete girmesi umulanlar dosyasında ki ayetlerden de anlaşılacağı üzere;

1. Allah'a şirksiz iman eden,
2. Ahirete (hesaba çekileceğini bilip, Allah'ın rızasına aykırı işlerden kaçınmaya) iman eden,
3. Salih Amelde bulunan kişilerdir. Fatih Lütfü AYDIN 02.03.2013
Cennete girmesi umulanlar adlı yazımın kısa yolu.

http://fatihltfaydin.tr.gg/KUR-h-AN-FiHRiSTi-C.htm

http://www.antoloji.com/cennete-girmesi-umulanlar-siiri/


Sonuç olarak Cennete girmesi umulanlar dosyasında ki ayetlerden anlaşıldığına göre, Allah’a şirksiz iman edip, Ahiret’de hesaba çekileceğine inanan ve bunun yanında Allah’ın Rızası’na Uygun İşler’ de bulunanlar Allah’ın dilemesi şartıyla cennete girerler inşallah. Yani Hz. Allah’ımıza götürülecek hediye (O’nun sevdiği şey) : O’na şirksiz iman etmek, ahiret inancı gereği yapma dediğini yapmamak ve Salih Amel’de bulunmak diğer bir deyişle rızasına uygun işler yapmaktır.

Fatih Lütfü AYDIN 04.01.2015

Bir konugun Yusuf-u Sıddıyk’a gelmesi, Yusuf’un ondan bir armagan istemesi
Uzak yerlerden bir merhametli dost, Yusuf-u Sıddıyk’a konuk oldu.
Çocukluktan beri birbirlerini tanırlardı. Eskiden beri âsinalık yastıgına yaslanmıslardı.
Konukla, Yusuf’a kardeslerinin yaptıgı cefayı, onların hasetlerini konustular. Yusuf “o haset ve cefa, zincirdi;
biz de aslandık.
Aslanın zincire vurulması ayıp degildir. Bizim Allah’nın kaza ve kaderinden sikâyetimiz yok.
3160. Aslan, boynunda zincir bulunmakla beraber bütün zincir yapanlara beydir” dedi.
Dostu Yusuf’a “Zindanda ve kuyuda ne haldeydin? ” dedi. Yusuf cevap verdi:
“Ay, bedir halinden çıkar ve eski ay haline gelir ya... iste öyle.”
Eski ay görünmez, sonra hilâl olur da iki büklüm bir halde görünür. Fakat sonunda yine gökte bedir haline
gelmez mi?
_nci tanesini havanda döverler ama kadri yine yücedir, ya ilâç olarak göze çekilir, yahut macun haline getirilir,
kalp ferahlıgı için yenir.
3165. Bugdayı toprak altına attılar ama sonradan topraktan basaklar çıktı.
Ondan sonra degirmende ögüttüler, degeri arttı, cana can katan gıda oldu.
Sonra ekmegi bir kere daha dis altında ezdiler; akıllı kisiye akıl ve idrâk oldu.
Daha sonra da o can, askta mahvoldu da Hak yolunda ekildikten sonra mahsûl verdi, ekincileri hayrete
düsürdü.
Bu sözün sonu gelmez. Sen, o iyi adamın Yusuf’a ne dedigini anlatmaya basla.
Yusuf-u Sıddıyk’ın konuktan armagan istemesi
3170. Yusuf, basından geçenleri anlattıktan sonra “ Eh...bize ne armagan getirdin, bakalım? ” dedi.
Ey ulu kisi! Dostları görmeye eli bos gitmek, degirmene bugdaysız gitmeye benzer.
Ulu Allah bile mahser günü, halka “ Kıyamet günü için armaganın nerede;
Bize yapayalnız, azıksız, âdeta sizi yarattıgımız gibi geldiniz.
Kendinize gelin! Kıyamet günü için ne hediyeniz var, ne getirdiniz?
3175. Yoksa tekrar dönüp geleceginizi ummuyor muydunuz, size bugünün vâdesi bâtıl mı göründü ki? der.
Ona konuk olacagımızı inkâr ediyorsan bu mutfaktan ancak toprak ve kül alabilirsin.
_nkâr etmiyorsan niçin böyle elin bos. O sevgilinin kapısına böyle nasıl ayak atacaksın?
Yemeyi, uyumayı biraz azalt da onunla görüsmek için bir armagan götür.
Geceleri az uyuyanlardan seher çaglarında istigfar edenlerden ol.
3180. Sen de rahimdeki çocuk gibi az oyna da sana da nurları gören duygular bagıslasınlar.
Rahim gibi olan dünyadan çıkınca yeryüzünden daha genis bir sahaya dalacaksın.
“ Allah yeri genistir” derler ya; o genis yer, bil peygamberlerin gidip daldıkları sahadır.
O genis sahada gönül daralmaz; yas agaç, orada kuru dal haline gelmez.
Simdi duygular, sen de. Fakat bir gün yorgun, bitkin, bas asagı bir hale geleceksin.
3185. Uykuda duygularını tasımazsın, duygular seni tasır. Bu yorgunluk, bitkinlik gider, eziyetten, sıkıntıdan
kurtulursun.
Sen uyku halini, velîlerin uyanıkken de duygularını tasımamaları halinde bir çesni bil.
Be inatçı; velîler, Eshab-ı Kehf’dir. Ayakta olsalar da, yürüyüp gezseler de uykudadırlar.
Allah, onları, kendilerinin haberi olmadan isletir; saga sola çevirir.
O saga çevrilme nedir? _yi is. Ya sola çevrilme? O da bedene, varlıga ait isler.
3190. Bu iki hal de peygamberlerden, dagdan ses gelir gibi zuhur eder. Onların, her ikisinden de haberleri
yoktur.
Dag, hayır olsun, ser olsun... Senin sesini sana verir, duyurur. Fakat ikisinden de bihaberdir.
Konugun, Yusuf-u Sıddıyk’a “Sana armagan olarak ayna getirdim. Ona her baktıkça güzel yüzünü görür
beni hatırlarsın” demesi
Yusuf “Hadi, armaganını çıkar” deyince konuk, bu istekten utanıp âdeta figan ederek.
”Sana getirmek için ne kadar armagan aradıysam hiçbir seyi begenmedim, lâyık görmedim.
Bir habbeyi alıp da madene, bir katrayı alıp da ummana nasıl götürebilirim?
3195. Sana gönül ve can bile getirsem Kirman’a kimyon götürmüs sayılırım.
Senin, misli olmayan güzelliginden baska bir tohum yoktur ki bu ambarda olmasın.
Sana gönül nuru gibi bir ayna getirmeyi lâyık gördüm.
Ey günes gibi gökyüzünün ısıgı olan güzel! Ona baktıkça kendi güzel yüzünü görürsün.
Gözümün nuru, sana ayna getirdim, ona bakıp yüzünü gördükçe beni hatırlarsın” dedi.
3200. Koynundan aynayı çıkarıp sundu. Güzeller, aynayla mesgul olurlar.
Varlıgın aynası nedir? Yokluk. Ahmak degilsen yoklugu ihtiyar et.
Varlık, yoklukta görünebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilirler.
Ekmegin saf aynası açtır; kav da çakmak tasının aynasıdır.
Bir yerde yokluk ve noksan oldu mu...bu, bütün sanatların güzelligine aynadır.
3205. Elbise biçilmis, dikilmis olursa terzinin mahareti görünebilir mi?
Budaklar yontulmamıs olmalı ki marangoz onu yontsun, rendelesin... Ondan asla, yahut fer’e ait bir sey
yapsın.
Usta kırıkçı nerede ayagı kırılmıs varsa oraya gider.
Hasta ve arık kisi olmazsa tıp sanatının güzelligi nasıl görünür?
Ey ulu kisi! Bakırların bayalıgı, asagılıgı olmasa kimya nasıl olur da zuhur eder?
3210. Noksanlar, kemal vasfının aynasıdır. O horluk, yücelik ve ululuga aynadır.
Çünkü yakinen zıt, zıddı gösterir. Ondan dolayı bal, sirke ile görünür, (sirkengebin olur)
Kim, kendi noksanını görüp anlarsa yedeginde dokuz at oldugu halde tekemmül yolunda kosar.
Kendisini kâmil sanan, ululuk sahibi Allah’nın yolunda uçamaz.
Ey magrur ve sapık! Canında kendini kâmil sanmaktan daha beter bir illet olamaz.
3215. Senden bu kendini begenme defoluncaya kadar gönlünden de çok kan akar, gözünden de!
_blis’in illeti “Ben, Âdem’den hayırlıyım” demesiydi. Bu hastalık, her mahlûkta vardır.
Bu hastalıga müptelâ olan, kendisini hor görse bile sen onu, altında pislik olan sâf su bil!
_mtihan kasdıyla onu bir karıstırsan hemen su bulanır, pislik rengini alır.
Ey yigit! Irmak sana sâf ve berrak görünüyor ama senin ırmagının dibinde de pislik var.
3220. Yol bilen anlayıslı pîr, Nefs-i küll baglarına ark kazıcıdır.
Irmak, kendisini nereden temizleyecek? _nsanın bilgisi, Allah bilgisiyle fayda verir.
Kılıç sapını kesebilir mi? Yürü, bu yarayı bir cerraha göster.
Kimse, yarasının kötülügünü görmesin diye her yaranın üstüne sinek üser.
O sinekler; senin düsüncelerin, mallarındır; yaran da ahvalindeki zulmet!
3225. Eger o yaraya pîr merhem korsa o zaman derdin iyilesir, feryat ve figanın kesilir.
Yara sahibi, merhem konunca sıhhat buldum sanır. Halbuki hakikatte oraya merhemin ısıgı vurmustur.
Kendine gel, ey sırtı yaralı, merhemden bas çekme; iyilesince de kendi kendime iyilestim deme, sıhhati
merhemden bil!
Alıntı: http://semazen.net/download_detail.php? id=6
Mesnevi-i Şerif Cilt I

Fatih Lütfü Aydın
Kayıt Tarihi : 4.2.2015 15:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fatih Lütfü Aydın