Mesnevi Hikâyeleri Sevgilinin Cevabı.

Fatih Lütfü Aydın
301

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Mesnevi Hikâyeleri Sevgilinin Cevabı.

Biri gelip, Yar’in kapısını çaldı, tak tak.
Haşmetiyle cevap verdi “Kimsin” diyerek, Hâk.
Kapıyı çalan benlik haliyle cevap verdi “Benim”.
Dedi ki Hâk,
“Git daha dolaş, benlik üzerindesin, diyorsun “Benim.”

Her kim Hak kapısında, ben veya biz dediğinde,
İçeri giremez, dolaşır durur, Lâ* vadisinde.

Bence burada ki sevgili Hz. Allah.
Burada açıklanmalı tesbihullah.*1
Hiçbir eksik özellik barındırmaz Hz. Allah.
Eksiklik barındıran,
Benlik halinde ki kullar kabul olunmaz.

Ben demekle benlikle, huzura alınılmaz.
Benlikten, ikilikten geçmeli, bir gönülde iki ben olmaz.
O tüm tam özelliklerle doludur.
Günah, benlik kirleriyle O’na kavuşulmaz.

Vücud-u vacib,
Varlığı icab eden, gereken, zorunlu olan.
Vücud-u vacib,
Olmazsa olmaz olan varlıktır.
Yüce Yaratan, yani Hz. Allah’tır.

Vücud-u mümkün,
Kün yani ol demeyle olan.
Olmasa da olur olan.
Yerlerine ayetinde*2 anlatılan varlıktır.
Çaresiz garip kuldur, yani insandır.

Pişmemişi, benlikten geçememişi,
Pişirir, ayrılık hasreti, ateşi,
Git dolaş dur Lâ vadisinde.
Benlikten arınıp da ulaş İlla vadisine*3.

İlla, den başka demektir.
Yoktur orada Hak’tan başka varlık.
Oraya ulaşmaya emek gerekir.
Arınmalı kul kalmamalı kendinde, hiçbir varlık.

Kapıdan döndü kul dolaştı durdu.
Hamdı pişti, Tam oldu.
Dayandı, Yar’in kapısına tekrar.
“Kim o” diye seslendi Hakîkî Yar.

“Ey Allah’ım” dedi kul,”Kapıda ki de sensin”.
“Sensiz bu ruh; dünyayı, benliği neylesin.”
Hak buyurdu “Demek ki benim gibisin,”
“İşte böyle yar huzura girsin.”

Bir gönülde 2 ben olmaz.
Hak gönlünde benlik, kir barınmaz.
Bir iğne deliğine 2 katlı iplik başı girmez.*4
Nefis, benlik devesi incelmeden Hak görülmez.

Allah her an bir iş, bir oluştadır.*5
Kün (ol) emrini oluşturan kelimede kaf ve nun vardır.
Ol emriyle kaf ve nun buluşur farklılık kalmaz.
2 çamaşırcının biri yıkar biri durular,
Yaptıkları işte görülse de farklar.
Sonuçta yapılan iş bir, yıkanır çamaşırlar.*6

İş ve oluşuyla kulları; pişirmede, aşkla yakmadadır.
“Ol” diyerek; farkları, ayrılıkları kaldırmadadır.

01.01.2015
Saygılar ve Sevgiler.

*Lâ vadisinde dolanmak demek, nefsi yenememek, benlikten geçememek demektir.

Lâ ilâhe İllâllah: Allah’tan başka İlah (tapılacak) yoktur. Burada ki Lâ yokluk âlemini aynada ki yansımayı simgeler. Lâ’dan geçmek demek nefsi yenip, benliği aşıp ruhlar âlemine ulaşmak demektir. Bu aynı zamanda Fenâfillahtır. Yani kulun aynada ki hayali örneği olan yokluğunun bilinciyle tüm eksi özelliklerini atmasıdır.
Böylelikle fani (geçici) madde hayatına gelip gitme sona erer. Kişi İllâllah makamına, beka (kalıcılık makamına ulaşır. Bu yer ruhlar âlemidir.

Özetle önce Fenafillah aşılır, sonra da bekabillah ile kalıcılığa erilir.
O bizleri kendi ruhundan üfürmüş ve dönüş yine banadır demiştir.* Yalnız kurt yansıması ben diyerek, madde düşkünlüğü içinde olarak kire bulaşmıştır. O yüzden Hakk’ın sillesinden, kahrından kurtulamamakta ve O yüce yaratana kavuşamamaktadır, çünkü O kir kabul etmez.

*SECDE-9

Yaşar Nuri Öztürk: Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz!

ALAK-8

İnne ilâ rabbiker ruc’â.

1. inne : muhakkak
2. ilâ rabbi-ke : senin Rabbine
3. er ruc'â : dönüş

Yaşar Nuri Öztürk: Oysa ki, dönüş yalnız Rabbinedir!

*1Tesbih (Allah’ı yüceltme, ululama ve onda hiçbir eksik özelliğin barınmadığını, tüm tam özelliklere sahip olduğunu kabul etme) inancı gereği Hz. Allah günah ve benlik gibi kirleri barındırmaz.

*2 YERİNE YENİSİNİ GETİRME AYETLERİ

İBRÂHÎM

19.Yaşar Nuri Öztürk:Allah'ın gökleri ve yeri hak olarak yarattığını görmedin mi? Dilerse sizi yok eder, yepyeni bir halk getirir.

20.Yaşar Nuri Öztürk:Bu, Allah'a hiç de zor gelmez.

21.Yaşar Nuri Öztürk:Hepsi toplu halde, Allah'ın huzuruna çıkmış olacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin birer uydunuzduk. Şimdi siz Allah'ın azabından bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz? " Cevap verecekler: "Allah bize kılavuzluk etseydi elbette biz de size kılavuzluk ederdik. Şimdi inleyip feryat etsek de sabretsek de bir. Sığınacak hiçbir yerimiz yok."

MEÂRİC

40.Yaşar Nuri Öztürk:İş onların sandığı gibi değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin olsun ki, biz gerçekten gücü yetenleriz;

41.Yaşar Nuri Öztürk:Onları kendilerinden daha üstün olanlarla değiştirmeye... Ve biz önüne geçilebilecekler değiliz.

AYRICA KİBİR AYETLERİ

TÂRIK

5. Yaşar Nuri Öztürk:İnsan, neden yaratılmış olduğuna bir baksın!
6. Yaşar Nuri Öztürk:Fırlayan bir suyun bir parçacağından yaratıldı o.
7. Yaşar Nuri Öztürk:Bel ile kaburgalar arasından çıkar o su.
8. Yaşar Nuri Öztürk:O Allah, o insanı tekrar hayata döndürmeye elbette kadirdir.

NİSÂ-36

Yaşar Nuri Öztürk:Allah'a kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.

YÛNUS-75

Yaşar Nuri Öztürk:Onların ardından da Mûsa ile Hârun'u ayetlerimiz eşliğinde Firavun ve kurmaylarına gönderdik. Kibre saptılar ve günahkâr bir topluluk oldular.

İSRÂ-37

Yaşar Nuri Öztürk:Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın.

LOKMÂN-18

Yaşar Nuri Öztürk:"Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez."

SÂD-75

Yaşar Nuri Öztürk:Allah dedi: "Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun? "

MU'MİN-56

Yaşar Nuri Öztürk:Kendilerine gelmiş hiçbir kanıt olmadan, Allah'ın ayetleri hakkında tartışıp duranlar var ya, onların göğüslerinde, asla ulaşamayacakları bir büyüklüğün kuruntusu vardır. Artık Allah'a sığın! O'dur Semî, O'dur Basîr.

NÛH-7

Yaşar Nuri Öztürk:"Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve kibirlendikçe kibirlendiler."


*3 3050. Mademki beni görmek, seni kendinden geçirmedi, huzurumda yok olmadın. Böyle cana inleyerek
ölmek gerek.
Mademki huzurumda mahvolmadı, boynunu vurmak farz oldu.
Allah’dan baska her sey fânidir. Mademki onun zatında fâni degilsin, varlık arama!
Bizim hakikatimiz de yok olana “Her sey fânidir” cezası yoktur.
Çünkü o “illâ” dadır, “Lâ” dan geçmistir. “illâ” da fâni olmaz.

*4A'RÂF-40
Yaşar Nuri Öztürk:Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları açılmayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz.

Not: Yani Sevgilinin cevabı dizelerinden de anlaşılacağı üzere, deve gibi koskocaman olmuş nefis, ince bir deve haline gelmedikçe, nefis erimedikçe, insanlar Hz.Allah’a ulaşamaz denmek isteniyor.

*5 RAHMÂN-29
Yaşar Nuri Öztürk: Göklerde ve yerde kim varsa O'ndan ister. O, her an yeni bir iş ve oluştadır.

*6 Sevgilisi “Ey tamamı ile ben olan, içeri gir. Yesillikteki gül ve diken gibi aykırı degilsin.
_İplik bir oldu, artık ey yanlıslık, ortadan kalk! Kâf ve Nûn harflerini iki görürsen de hakikatte birdir” dedi.
Yoklugu, büyük ve müskül isleri cezbetmek için Kâf ve Nûn çekicidir.
3080. _s yapma hususunda bir olmakla beraber halat, surette iki kattır.
_İster iki ayak olsun, ister dört... Yol yürür. Makasa benzer, iki agızlı oldugu halde birden keser.
Bez yıkayan iki arkadasa bak. Görünüste o, buna aykırı is görmekte.
Birisi bezi suya sokar, öbür arkadası kurutur.
Sonra yine öteki ıslatır. Sanki birbirlerine aykırı is görürler.
3085. Fakat, ey genç! Görünüste birbirlerinin zıddına is görür gibi olan bu iki arkadasın gönülleri de birdir,
yaptıkları is de.

Hikmetler.

• Hakiki aşk benlik kabul etmez. Varlığını sevgilinin varlığında eritmeyen, sevgilinin aşkıyla kendinden geçip, onda – adeta – yok olmayan gerçek âşık değildir. Zira:”Canı canan vasfına terkidir kanunî aşk.”* Canını başını sevgilinin yoluna koymayı göze alamayan iyisi mi böyle bir yola girmemelidir. Çünkü hakiki aşk sevgilinin varlığında yok olmak, ifna*1 olmaktır. Her zerresi sevgilinin muhabbetiyle dolu olmayanı âşıktan saymaları mümkün değildir.

• Aşk bir bakıma benlikten kurtulmadır. Benlik sevdası, benlik davası olanı sevgilinin dergâhının eşiğinden içeriye sokmaları mümkün değildir. Aşk; varlık, benlik ve ikilik kabul etmez.

Mesnevi’de Geçen Bütün Hikâyeler ve Hikmetler. Sh. 52 Mehmet Zeren BİLGE KÜLTÜR SANAT.

*Hikmetleri yazan kanuni aşkın; canı, sevgilinin niteliklerine uygun bir şekilde terk etmek olduğunu söylüyor, herhalde.

*1 fani olmak, yok olmak.

3055. Kapıda dolasan, Ben’den, biz’den dem vuran kapıdan sürülür, “lâ” makamında dolasıp durur.
Birisinin, bir dostun kapısını dögdügü zaman içeriden “ Kimsin “ sözüne “Benim “ demesi üzerine dostun “
Mademki sen, sensin, kapıyı açmıyorum. Çünkü dostlardan kimseyi tanımıyorum ki o, ben olsun” demesi
Birisi, bir dostunun kapısına gelip kapıyı çaldı. Dostu “Kapıyı çalan kim? ” deyince.
“Benim” diye cevap verdi. Dostu “Git, simdi zamanı degil. Böyle bir sofra, ham kisinin makamı olamaz.
Hamı, ayrılık atesinden baska ne pisirebilir, nifaktan ne kurtarabilir? “ dedi.
Adamcagız gitti, tam bir yıl dostunun ayrılıgıyla yanıp yakıldı.
3060. Yanıp piserek tekrar döndü, geldi. Dostunun evinin etrafında dolasmaya basladı.
Kapıya varıp agzından edepten dısarı bir söz çıkmasın diye yüzlerce korku ile edepli edepli halkayı çaldı.
Sevgilisi “Kim o? ” deyince “Gönlümü alan sevgili sensin” diye cevap verdi.
Sevgili “ Mademki bensin, ey ben, gel içeri gir! Ev dar, iki kisi sıgmıyor dedi.
_gneye geçirilecek iplik iki ayrı iplik olursa geçmez. Mademki birsin, bu igneden geç!
3065. _pligin igne ile münasebeti vardır, geçer. Fakat deve, igne yordamından geçmez ki.
Devenin vücudu riyazat ve ibadet maksadından baska bir seyle incelir mi?
Bu ise Allah eli kudreti gerektir. Çünkü Allah, her hayali, bir iradesiyle var eder.
Her olmayacak sey, onun eliyle mümkün olur; her serkes onun kokusuyla sakinlesir.
Anadan dogma kör ve alaca illetine tutulmus kisiler nedir ki? Onları bir tarafa bırak; ölü bile o aziz Allah’nın
afsuniyle dirilir.
3070. Ölüden daha ölü yokluk bile, onun var etme avucunda muztar kalır, (varlıga bürünür) .
Külle yevmin hüve fi’se’n âyetini oku da onu katiyyen issiz, güçsüz bilme.
En az isi bu dünyaya her gün üç bölük asker yollamasıdır.
Bir bölük asker, rahimde (çocukların) yetisip yesermesi için babaların bellerinden analara gider.
Bir bölük asker, dünyayı erkek ve kadınla doldurmak üzere rahimlerden bu yeryüzüne sefer eder.
3075. Bir bölügü de herkesin yaptıgı isin karsılıgını görmesi için yeryüzünden ecel tarafına yürür.
Bu sözün sonu yoktur. Kendine gel de iki temiz dostun hikâyesine dön!
”Benim” diyen kisinin pisman olarak suçuna karsılık tövbe ve istigfar için bir yıl riyazat çekmesi ve o
tövbekârın, tekrar dönüp o eve gelince ev sahibinin “Kim o” demesine “Sensin” diye cevap vermesi
Sevgilisi “Ey tamamı ile ben olan, içeri gir. Yesillikteki gül ve diken gibi aykırı degilsin.
_plik bir oldu, artık ey yanlıslık, ortadan kalk! Kâf ve Nûn harflerini iki görürsen de hakikatte birdir” dedi.
Yoklugu, büyük ve müskül isleri cezbetmek için Kâf ve Nûn çekicidir.
3080. _s yapma hususunda bir olmakla beraber halat, surette iki kattır.
_ster iki ayak olsun, ister dört... Yol yürür. Makasa benzer, iki agızlı oldugu halde birden keser.
Bez yıkayan iki arkadasa bak. Görünüste o, buna aykırı is görmekte.
Birisi bezi suya sokar, öbür arkadası kurutur.
Sonra yine öteki ıslatır. Sanki birbirlerine aykırı is görürler.
3085. Fakat, ey genç! Görünüste birbirlerinin zıddına is görür gibi olan bu iki arkadasın gönülleri de birdir,
yaptıkları is de.
Her Peygamberin, her velînin bir meslegi vardır. Fakat degil mi ki hepsi halkı Hak’ka ulastırıyor, birdir.
Dinleyenler, onların sözlerinden uykuya daldılar mı... Degirmenin taslarını su götürdü demektir.
Bu suyun akısı, degirmen için değildir, degirmene sizin için gitmektedir.
Fakat degirmene ihtiyacınız kalmadıgı için degirmenci, suyu yatagına koyuverdi, asıl dereye akıttı.
3090. Söz söyleme kudreti, ögretmek için agza gelir; yoksa o sözün ayrı bir mecrası vardır.
Sessizce, akısı tekerrür etmeksizin, bir akan cüz’ü bir daha akmaksızın ta... altında nehirler akan gül
bahçelerine kadar akıp gider.
Allah, harfsiz söz beliren o makamı, canımıza sen göster.
Ki pâk can, basını ayak yapıp yoklugun o uzak ve genis sahasına kossun.
Yokluk âlemi, pek genis ve hudutsuz bir âlemdir. Bu hayal ve varlık, o âlemden yüzlerce gıda alır, o âlemden
belirir, beslenir.
3095. Hayaller, yokluk âlemine nispetle dardır. Onun için hayal, darlık ve sıkıntıya sebep olur.
Varlık da hayalden daha dardır. O yüzden aylar, bu âlemde hilâl gibi görünür.
Duygu ve renk âleminin, yani bu dünyanın varlıgı ise... yokluga, hayale ve varlıga nispetle büsbütün dardır,
âdeta daracık bir zindandır.
Âlemdeki terkip ve sayı, darlıga sebeptir. Fakat bizi duygularımız, terkip âlemine çekip durmaktadır.
O duygularla birlik âlemini bil, eger birlik âlemini diliyorsan o tarafa yürü.
3100. Kün emri, bir tek is yapar, fakat sözde Kâf ve Nûn harflerinden meydana gelmistir. Mânası, yine tek
ve sâftır.
Bu söze nihayet yoktur. Dön de o kurdun o savasta ne oldugunu anlat.

.Alıntı: http://semazen.net/download_detail.php? id=6
Mesnevi-i Şerif Cilt I

Fatih Lütfü Aydın
Kayıt Tarihi : 1.1.2015 20:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fatih Lütfü Aydın