Bir nahivci gemiye binmiş gidiyordu.
Gemiciye bir soru sordu.
“Sahip misin nahiv* bilgisine”
Gemici de sordu nahivciye,
“Bilmem ki, nahiv de ne? ”
Dedi ki nahivci gemiciye,
“Ömrünün yarısı hiçe gitti desene.”
Aradan zaman geçti, fırtına başladı.
Gemi bir girdabın ortasında kaldı.
Gemici nahivciye seslendi.
“Efendim yüzme bilir misin? ”
Nahivci cevap verdi.
“Ben yüzme bilmem” dedi.
Dedi ki gemici nahivciye,
“Ömrünün tamamı hiçe gitti desene.”
Bilginle böbürlenme*1 sen sakın.
Böbürlenip de,
Hak gözünden düşmekten sakın.
Ağaçlar kalem olsa ayetine bak.*2
Orada ilmim sınırsız diyor Hakk.
Çok biliyorum deme sakın.
Çok demektir tamama yakın.
Böbürlenmeden eski durumuma göre,
Çok şey biliyorum diyebilirsin.
Böbürlenmeden eski durumuna göre,
Çok şey bildiğine sevinebilirsin.
Olmaz günahı, böbürlenmesiz sevincin.
Mevlana söz eder bu hikâyede mahiv*3den.
Mahiv yokluktur, yok olmadır benlikden.
Yokluk bilgisi, fenafillah da derler buna.
Bunun için son vermelisin tüm olumsuzluğuna.
Ulaşmalısın dünya sevgisi ve benlik yokluğuna.
Benliğin arzuların diriyse eğer,
Denizin dibinde bulursun yer.
Ölmüşse benliğin arzuların.
Deniz taşır seni batmazsın.
İnsani özellikleri aşmışsan eğer.
Hz.Allah’ın gönlünde bulursun yer.
Hakikat sırları denizinde batmazsın.
Bunun için Allah’da yok olmalısın.
01.11.2014
Saygılar ve Sevgiler.
* Nahiv
"Arapça ilimleri, on iki ilimden ibarettir."
Bu ilimler; nahv, sarf, arûz, kâfiye, lügat, garaz, inşâ, hatt, beyân, meânî, muhâdara, iştikâk.
NAHİV: Cümledeki her kelimenin görevinin, kelimelerin son harekelerinin tesbitinin ve i'rabının* bilinmesini sağlayan kâideler bütünüdür.
NAHİVCİ: Nahiv âlimi.
Alıntı… http://www.onlinearabic.net/forum/forum_posts.asp? TID=13079
*Düzgün konuşmak ve hakikatı açıklamak. (Osmanlıca'da yazılışı: i'rab)
Alıntı… http://www.nedirnedemek.com/irab-nedir-irab-ne-demek
Böbürlenme*1
Böbürlenme (mağrur olma) padişahım senden büyük Allah var.
NİSÂ-36
Allah'a kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.
ALAK-7
Kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görmüştür.
a) Bilgiyle böbürlenme.
YÛSUF-76
Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf'a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah'ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.
b) Malla böbürlenme.
KASAS
76.
Şu da bir gerçek ki Karun, Mûsa kavmindendi. Onlara karşı şımarıklık/azgınlık yaptı. Ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını taşımak, kuvvetli bir grubu bile zorluyordu. Kavmi ona şöyle demişti: "Şımarma, çünkü Allah, şımaranları sevmez."
77.
Yaşar Nuri Öztürk: "Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran/Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez."
78.
O dedi: "Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi." Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir. Günahlarının ne olduğu, günahkârlardan sorulmaz.
79.
Karun, süsü püsü içinde toplumunun karşısına çıktı. Şu iğreti dünya hayatını amaçlayanlar dediler ki: "Ah, Karun'a verilenin bir benzeri bize de verilseydi. Gerçekten o, çok nasipli bir adam! "
80.
Kendilerine ilim verilmiş olanlar şöyle demişti: "Yazıklar olsun size! İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapan kişi için Allah'ın vereceği karşılık daha üstündür. Ama buna, sadece sabredenler ulaştırılır."
81.
Nihayet, Karun'u da sarayını da yere geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edecek yandaşları da yoktu. Kendi kendisine yardım edebileceklerden de değildi.
82.
Akşam onun mevkiine/konumuna imrenenler sabah şöyle diyorlardı: "Vay be! Allah, kullarından dilediğine rızkı açıp yayıyor, dilediğine de ölçüyle veriyor/kısıyor. Allah bize lütufta bulunmasaydı, vallahi bizi de batırmıştı. Demek ki, inkârcılar asla iflah etmiyorlar."
KALEM-14
Mal ve oğullar sahibi olmuş da ne olmuş?
c) Evlatla böbürlenme.
TEKÂSUR-1
Aldatıp oyaladı o çokluk yarışı sizleri,
Elhâkumut tekâsur(tekâsuru) .
elhâ-kum (u) : sizi oyaladı
et tekâsuru : çoklukla (mal, mülk, evlât ile) övünme
http://www.antoloji.com/fenafillah-3-siiri/*2
http://www.antoloji.com/fenafillah-2-2-siiri/
*3Mahiv ilmi; fenafillah, Hz.Allah’da fan olma yok olma, benliğinden arınma.
Fenafillah kulun; hiçliğinin bilincinde olarak benlikden, olumsuzluklardan arınıp, Hz.Allah'da fani olması yok olmasıdır.
Sonra Bekabillah aşaması gelir. Bu da kalıcılığa, ölümsüzlüğe ulaşmaktır.
Nahivci (Arap Dili Âlimi) nin yaptığı dış ilimle (dünyevi ilimle) uğraşmaktır. Bence Mevlana'nın vermek istediği ileti, dış (zahiri, dünyevi) ilimle uğraşmanın yanında, iç (batıni, manevi) ilimle, ilmi ledün * ile de uğraşılmasıdır.
*Kehf Suresi, 65. Ayet.
KASAS-77 Yaşar Nuri ÖZTÜRK (Dünya Ahiret Dengesi)
"Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran/Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez."
Yukarıda ki ayette yer alan "âhiret yurdunu ara" sözü, dünya için çalışmanın yanında maneviyatın için de çalış, günahlarından, hep ben ben diyen, hep kendini düşünen benlik halinden sıyrıl, bunları yok edip; yokluğa, Fenafillah'a, Allah'da yok olmaya ulaş anlamına gelmektedir.
Peygamberimiz bunu kasdederek "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalış" demiştir.
F.L.A.
Nahiv üstadının talebesi nahiv üstadı olur. Hakikat yolunda mahvolan üstadın talebesi ise üstadının sayesinde padişahta mahvolur, yokluğa erişir.
Alıntı… http://akademik.semazen.net/author_article_detail.php? id=1094
Hikmetler.
• Hiç kimseyi küçümsememek lâzımdır. Hele hele ilmiyle gururlanarak diğer insanları küçümsemek en çirkin şey, belki de cahilliğin en mühim belirtisidir.
• Her işin bir ustası, bir erbabı vardır. Kâmil olan kimse hiçbir işi ve kişiyi küçük görmez ve dahi* görmemek lazımdır.
Mesnevi’de Geçen Bütün Hikâyeler ve Hikmetler. Sh. 46 Mehmet Zeren BİLGE KÜLTÜR SANAT.
*ve de
Nahivciyle gemici hikâyesi
2835. Bir nahiv âlimi, gemiye binmisti. O kendini begenmis âlim, yüzünü gemiciye dönüp,
“Sen hiç nahiv okudun mu? ” demisti. Gemici “hayır” deyince demisti ki: “Yarı ömrün hiçe gitti.”
Gemici bu söze kızdı, gönlü kırıldı. Fakat susup derhal cevap vermedi.
Derken rüzgâr gemiyi bir girdaba düsürdü. Gemici, o nahiv âlimine bagırdı:
“ Yüzmeyi bilir misin, söyle! ” Nahivci “Bilmem bende yüzgeçlik arama”
2840. Deyince “Nahiv âlimi, bütün ömrün hiçe gitti. Çünkü gemi bu girdapta batacak.
_yi bil burada mahiv bilgisi lâzım, nahiv bilgisi degil. Eger mahiv bilgisini biliyorsan tehlikesizce denize dal!
Deniz suyu, ölüyü basında tasır. Fakat denize düsen adam diri olursa nerede kurtulacak?
Sen de eger beseriyet vasıflarından öldünse hakikat sırları denizi, seni basının üstüne kor.
Ey âlim, sen halka esek diyorsun ama simdi sen, esek gibi buz üstünde kalakaldın.
2845. _stersen dünyada zamanın allâmesi ol, hele simdicik dünyanın yoklugunu da gör, zamanın yoklugunu
da! ” dedi.
Nahivciyi, size yok olma nahvini ögretmek için hikâye arasında hikâye ettik.
Fıkhı bilmeyi de yok olmada bulursun, nahvi tahsil etmeyi de, sarftaki degisiklikleri de, ey yüce sevgilim!
O su testisi bizim bilgilerimizdi; halife de Allah bilgisinin Diclesi.
Biz dolu testileri Dicle’ye götürüyoruz. Böyle oldugu halde esek oldugumuzu bilmezsek hakikaten esegiz!
Alıntı: http://semazen.net/download_detail.php? id=6
Mesnevi-i Şerif Cilt I
Kayıt Tarihi : 1.11.2014 00:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fatih Lütfü Aydın](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/11/01/mesnevi-hikayeleri-nahivciyle-gemicinin-hikayesi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!