Mesnevi Hikâyeleri Hud Peygamberin Muciz ...

Fatih Lütfü Aydın
302

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Mesnevi Hikâyeleri Hud Peygamberin Mucizesi ve Şeyban-ı Râînin Hikâyesi.

Hud Peygamberin çizdiği çizgi de,
Şeyban-ı Râî’nin çizdiği çizgi de*,
Aslında Allah’ın ipidir.
O ipe sarılan Hakk’ın hakiki habibidir.

Çizilen daire Hablullahdır.
Yani Allah’ın ipi.
O ip Kur’anullahdır.
Yani Allah’ın vahyi.

Kimin elindeyse Allah’ın ipi,
Olur Hakk’kın hakiki dostu,
Yani sevgili kulu, habibi.
Birincilikle göğüsler her ipi.

Sarılıp da Hakk’kın ipine,
Düşmeyelim cehennemin dibine.

Çizgi aynı zamanda sıbgatullahdır.
Allah’ın; huyu, karekteri, ahlakıdır.
Çizgi aynı zamanda urvetil vuskadır.
Allah’ın sağlam kulpu Kur’an’ıdır.

Allah’ın ipine, kulpuna yapış,
Sıbgasıyla, boyasıyla boyan.
Böyle olur Hakk’ka tapış.
Uyan ey gönül uyan.

Saygılar ve Sevgiler.
30.09.2014

*Şeyban-ı Râî büyük sufilerden birisidir.
Alıntı: Mevlâna Celâleddin-î Rûmî - Ekim Yayınları – Mesnevî - Birinci Defter - Sh.109 – dipnot 111
Ayrıca Râî çoban demektir. Öngörüme göre tren rayına da treni yönlendirdiği, bir yerde ona çobanlık ettiği için çoban anlamında ray denmiş olabilir. F.L.A.
Bir de Raina diye bir ayet vardır.

Bakara, 104, Yaşar Nuri Öztürk. Ey iman edenler! "Râina" demeyin, "unzurna" deyin "bizi davar gibi güt" diye konuşmayın, "bize bak" diye konuşun ve dinleyin. Kâfîrler için korkunç bir azap vardır.

Geniş açıklama için … http://fatihltfaydin.tr.gg/Raina.htm

Hud Peygamber ile ilgili Hikmetler.
• Yüceler yücesi Rabbimiz bir anda bir şeyi iki hatta daha fazla hale koyabilir. Misal olarak, ateş ısıtabileceği gibi aynı anda soğutabilir*. Zira Allah (c.c.) için zorluk söz konusu değildir. O sadece “Ol der” ve o şey hemen olur.

*Bence bu durum ilm-i ledün [(dünyaya, maddeye ait olmayan ilim) (Kehf Suresi, 65) ] ile ilgili bir durumdur. Maddeyi enerji (yüksek boyuttaki ruh) ortaya çıkardığına göre ateşi de o yüksek boyuttaki ruh (enerji) serinletici bir etkiye sahip bir duruma getirebilir.
Tabiiki (doğal olarak) bizler nefsimiz terbiye edip, yüksek boyuttaki ruh (enerji) halinde olmadığımız için bu durum bizlere olanaksız gelebilir.

Sonuç olarak bunlar Metafizik (Fizik ya da Madde Ötesi) alemle (ruhlar alemi) ilgili olduğu için o alemi anlayabilmemiz nefsimizin maddeye ya da dünyaya olan köleliğinden kurtulması ile olanaklı olabilir, bence. Fatih Lütfü Aydın.

• Mü’minler, yüce Allah’a (c.c.) gönülden ve pazarlıksız teslim olanlar daima onun şemsiyesi ve muhafazası altındadırlar. Onlara maddi ve manevi; görünen ve görünmeyen hiçbir şey zarar veremez. Başkalarının felaketi haline gelen şey onlara rahmet haline gelir. Onlar için faydalı olur.

Şeyban-ı Râî ile ilgili Hikmetler.
• Allah’ın öyle mü’min kulları vardır ki nefislerini ıslah ederek dünyanın geçici ve boş heveslerinin peşini bırakıp Allah’a (c.c.) yönelirler. Yüce Allah’ı (c.c.) tespih ve tenzih ederek Allah’ın sıfatlarının tecellisine mazhar olup yüce Rabbimize yakınlık elde ederler. İşte onlar hakikat meydanının erleri ve gerçek mü’minleridir. Onların duası geri dönmez, üzüntü ve sıkıntı nedir bilmezler. Yüce Yaradanın emirlerine ve pazarlıksız ve riyasız teslim olup ram olduklarından, bütün yaratıklarda onların emrine ram olurlar*.

*Bu hikmetleri yazan kişi,

SÂD
36. Yaşar Nuri Öztürk: Bunun üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun
istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi.
37. Yaşar Nuri Öztürk: Şeytanları da onun emrine verdik. Hepsi bina ustası ve dalgıçtı.
Yukarıda ki ayetlere dayanarak bunları yazmıştır belki de. F.L.A.
• Mü’min-i kâmil tespih, tenzih ve riyasız ibadetle yavaş yavaş Rabbine doğru giderken merhalelerden geçer, tecellilere mazhar olur. Bu mazhariyet esnasında her şeyin ona ram* olması mümkün olabilir.
*Ram: itaat, boyun eğme.
Tecelli Hz.Allah’ın nuruyla ışıldama, cilalanma.

Mesnevi’de Geçen Bütün Hikâyeler ve Hikmetler. Sh. 30 – 31 Mehmet Zeren BİLGE KÜLTÜR SANAT.

Hud Peygamberle ilgili Kur’an Ayetleri
Artık iş Allah'a kalmıştı. Hud yapacağını yapmış kavmini uyarmıştı, Allah nezdinde bir kavmin helaki için tüm alametler belirmiş, son yaklaşmıştı. "O azabın, yayılarak vadilerine doğru yöneldiğini gördüklerinde; 'Bu yaygın bulut bize yağmur yağdıracaktır.' dediler. Hud: 'Hayır o acele beklediğiniz şeydir, can yakıcı azab veren bir rüzgârdır. Rabbinin buyruğu ile her şeyi yok eder.'"(46/24-25)
Artık azabın emareleri de görünmüştü. Hz. Hud ve ona tabi olanlar, Ad kavminin yerleşim yeri Ahkaf'tan ayrıldılar. Böylece Allah inananları kurtarmıştı. "Buyruğumuz gelince, Hud'u ve beraberindeki inananları, rahmetimizle kurtardık. Onları çetin bir azabdan kurtardık."(11/58)
Hud kıssası anlatılırken, Ad kavminin helak bölümü dikkat çekecek biçimde ayrıntılarıyla üzerinde durularak çok çeşitli perspektiflerle anlatılmaktadır. "Böylece onu yalanladılar. Biz de onları helak ettik."(26/139) "Rezillik azabını onlara dünya hayatında tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise daha çok alçaltıcıdır ve onlar yardım da görmezler."(41/16) "Gerçekten biz, üzerlerine uğursuzluğu daim bir günde, uğultulu bir rüzgâr gönderdik."(54/19) "İnsanları kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi atıyordu."(54/20) "Allah onların kökünü kesmek üzere, üzerlerine o rüzgârı, yedi gece sekiz gün estirdi. Halkın kökünden çıkarılmış kurma kütükleri gibi yıkıldıklarını görürsün." (69/7) "Onlardan arda kalmış bir şey görüyor musun? "(69/8)
Böylece âlemlerin rabbi olan Allah'a karşı gelmekte direnen bir kavmin nasıl bir feci sona ulaştığı; kıssayı okuyup dinleyenlere ibret olması açısından çok dehşetli olarak tasvir edilir.
"Bak! Nasıl oldu azabım ve tehditlerim? ' (54/21)
Ad kavmine verilen bu ceza bu dünya hayatındakidir. Ahiretteki ise orada verilecektir. Bu hususta Allah şöyle diyor:"Ahiret azabı ise daha alçaltıcıdır..."(41/16)
http://kurankissalari.tr.gg/HZ-.-HUD.htm

Allah’ın İpi (Hablillah)

ÂLİ İMRÂN-103. Yaşar Nuri Öztürk: Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.
Va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrekû, vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen) , ve kuntum alâ şefâ hufretin minen nâri fe enkazekum minhâ, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne) .

ZUHRÛF-36. Yaşar Nuri Öztürk: Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.
Zikir; Kur’an demektir. Kur’an (ve Hz. Allah’ın tüm bozulmamış vahiyleri) ’da Hz. Allah’ın kullarının kurtuluşu için onlara uzattığı bir iptir. Fatih Lütfü AYDIN 01.11.2013

Allah’ ın Boyası (Sıbgatullah) .
BAKARA-138
Yaşar Nuri Öztürk: Allah'ın boyasını esas alın. Allah'tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O'na kulluk ederiz.
Sıbgatallâh(sıbgatallâhi) ve men ahsenu minallâhi sıbgaten, ve nahnu lehu âbidûn(âbidûne) .

Urtvet-ül Vuska (Sağlam Kulp)

LOKMÂN-22
Yaşar Nuri Öztürk: Güzel düşünüp güzel davranarak yüzünü Allah'a teslim eden, en sağlam kulpa yapışmıştır. İş ve oluşların sonu Allah'a varır.

Ve men yuslim vechehu ilâllâhi ve huve muhsinun fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, ve ilâllâhi âkibetul umûr(umûri) .

Hz. Hud'un veŞeybân-ı Râî'nin Çizgisi

Hz. Hud (a.s) kavmine Allah'ın azabı geleceği zaman, kendisine
inananları bir araya topladı. Onların etrafına bir çizgi
çekti. İsyan edenleri helâk etmek için Allah'ın gönderdiği
şiddetli fırtına, çizginin içindekilere sabah yeli gibi tatlı
esti ve inananları incitmedi. Çizginin dışında kalanları ise
havalarda uçarak yerlere çarptı.
Ümmet-i Muhammed 'in evliyalarından olan Şeybân-ı Râî de cuma
namazına gideceği zaman, çobanlık yaptığı koyunların etrafına
bir çizgi çekerdi. Kurtlar sürüye saldıramadığı gibi, o
çizgiyi aşıp koyunların yanına ulaşamazdı. Hiçbir koyun da
çizgiden dışarı çıkmazdı.

Çizdiği çizgiyle kurtların ve koyunların arzularına engel
olan Şeybân-ı Râî gibi, peygamberlerin yolundan giden Allah
dostları da sevenlerini dinin ölçülerinin çizgisinde tutar..
Ahmet Kasım Fidan

http://www.dervisler.net/kissalar-ve-menkibeler/mesnevi'de-gecen-hikayeler/msg89251/#msg89251

Hûd Aleyhisselâm zamanında Âd kavmini helâk eden rüzgârın hikâyesi
Hûd, müminlerin bulunduklarıyerin çevresine bir çizgi çizdi. Rüzgâr, o araya gelince hafif ve lâtif bir halde
esiyordu.
855. Çizgiden dısarıda olanaların hepsini, havada parça parça ediyordu.
Seybân-ı Râî de sürünün etrafında böyle apaçık bir çizgi çekerdi.
Cuma günü, namaz vakti Cuma namazına gidince kurtlar sürüye saldırmasın, yagmalamasınlar diye böyle
yapardı.
Hiçbir kurt, çizgiden içeri girmezdi. Hiçbir koyun da çizgi dısına çıkmazdı.
860. Allah erinin dairesi, kurdun hırs yeline de set ve mânia olmustu, koyunun hırs yeline de.
Böylece ecel rüzgârı da âriflere gül bahçelerinden esip gelen rüzgâr gibi lâtif ve hostur.
Ates, _brahim’e dis geçiremedi. Çünkü Allah seçilmisiydi, onu nasıl ısırabilir?
Din erbabı da sehvet atesinden yanmaz; halbuki baskalrını tâ yerin dibine geçirmistir.
Deniz dalgası Allah fermanıyla kosunca Mûsâ kavmini Kıptilerden ayırt etti.
Allah fermanı erisince toprak, Karun’u altınlarıyla, tahtıyla tâ dibine çekti.
865. Su ile toprak, _sâ’nın nefeslerinden gıdalanınca kol kanat açtı, kus olup uçtu.
Allah’yı tesbih etmen, su ve topraktan meydana gelmis olan cesedinden çıkan bir buhardan, bir nefesten
ibarettir. Fakat gönül dogrulugu yüzünden cennet kusu olmus, oraya uçup gitmistir.
Tûr dagı, Mûsâ nurundan raksa geldi, kâmil bir sûfi oldu, noksandan kurtuldu.
Dag bir aziz sûfi olursa sasılacak ne var? Mûsâ’nın cismi de bir kemik parçasından ibaretti.Alıntı: http://semazen.net/download_detail.php? id=6
Mesnevi-i Şerif Cilt I
«HUD PEYGAMBER ALEYHİSSELÂM ZAMÂNINDA KAVMİNİ
HELÂK EYLEYEN RÜZGÂRIN KISSASI»

851
«Hûd Aleyhisselâm, mü’minlerin, etrâfına bir hat çekti. Rüzgâr oraya gelince sâkinleşirdi.»

852
«Kim o hattan hâriçde kalmışsa hepsini havaya kaldırır ve parça parça ederdi.»

853
«Bunun gibi Şeybân-ı Râ-i de sürüsünün etrâfına bir hat çekerdi.»

854
«Cüm’a namazı vakti olunca sürüye kurd saldırmasın diye bir hat çekerdi.»

855
«Hiç bir kurd çizgi dâhiline girmezdi. Koyunlar da nişandan dışarıya çıkmazdı.»

856
«Kurdun ve koyundan hırsı, hevası; merd-i İlâhî dâiresine bağlanmıştı.»

857
«Kasırga rüzgârının, Hûd Aleyhisselâmın ümmetine hafiflediği gibi; ecef fırtınası da, âriflere, lâtîf ve Yûsüf Aleyhisselâmın gömleğinin râyihasını Ya’kub Aleyhisselâma götüren nesim gibi hoş ve dilkeş gelir.»

858
«Nemrûd’un âteşi İbrâhim Aleyhisselâma diş geçiremedi. Hazret-i Halil, Hakkın güzidesi bir nebiyy-i zişan idi, ateş onu nasıl dalayacaktı? »

859
«Din ehlini şehvet âteşi yakmaz. Bâkîleri ise ka’r-ı zemîne ve cehennemin dibine kadar götürür.»

860
«Denizin dalgası, Allahın emriyle kabarınca Mûsânın ümmetiyle Kıbtîleri, ya’ni Fir’avnı ve askerini ayırd etti.»

861
«Fermân-ı İlâhî irişince toprak, Karûnu, altını ve tahtı ile içerisine çekti.»

862
«Su ve çamur, İsâ Aleyhisselâmın nefsinden feyz alınca aşikâre bir kuş oldu ve kanad açıp uçtu.»

863
«Senin (süphânallah) demen, su ve çamur buhârı, yânî çamurdan mahlûk cesedin nefesidir. Öyle iken o nefes kalbdeki sıdk-ı îmân nefhasiyle cennet kuşu olur.»

864
«Tur dağı, Mûsânın nûru berekâtiyle noksandan kurtuldu. Kâmil bir sôfî olup raksa başladı.»

865
«Dağın aziz bir sôfî olup raksa başlaması şaşılacak bir şey değildir. Mûsâ Aleyhisselâmın cismi de aslı i’tibariyle topraktı.»

cumabayrami.blogspot.com/2014/01/mesnevi-1-18.html

Fatih Lütfü Aydın
Kayıt Tarihi : 30.9.2014 21:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fatih Lütfü Aydın