Padişahın doğanı kaçmış padişahtan.
Cahil ve sevgisiz bir kocakarıya.
Kocakarı elinde olmuş bin pişman.
Uzak kalmış Hakk sözünden Kur’an’dan.
Sana yardım eden Dost’u terk edip de,
Düşmanına yönelip, ona boyun eğme.
Dinle Dost sözü Kur’an’ı, Kur’an’ı terk etme.*
Yersin yoksa İlaahii adaletten tekme.
Padişahın doğanı gibi,
Allah’ı bırakıp, şeytana kul olma.
Şeytan yaşatır sana cehennemi,
Azıcık keyif tattırdıktan sonra.
22.07.2016
Saygılar ve Sevgiler.
Fatih Lütfü Aydın
* http://www.antoloji.com/seytanin-rehberligi-siiri/
Bu dosyada ki tüm ayetlerin Türkçe anlamları, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e aittir.
Hikmetler.
• Bir şeyin hakiki kıymetini ancak ondan anlayan bilebilir. Eğer inciyi horoza verirseniz onu bir avuç darıya değişir. Altını ahmağa verirseniz onu parlak bir boncuk için harcar.
• Cahil ve bilgisizler ne kadar cahil ve bilgisizce iş yaparlarsa yapsınlar, onu en iyi, en doğru ve en güzel bir biçimde yaptıklarını sanırlar.
• İşte cahilin sevgisi böyledir, cahil yolda daima çarpık daima yampiri yürür.
Mesnevi’de Geçen Bütün Hikâyeler ve Hikmetler. Sh. 66 - Mehmet Zeren BİLGE KÜLTÜR SANAT.
Dizelerde Ayetlerle ilgili Bölümler ve O Ayetler.
330. Ansızın orada doganı, toz duman içinde gördü. Ona bakıp aglamaya basladı.
Dedi ki: “Her ne kadar, bize dosdogru vefakarlıkta bulunmadıgın için bu hâl sana lâyıktı.
Çünkü cehennem ehliyle cennet ehlinin müsavi olmadıgından gaflet ederek cennetten kaçtın, cehennemde
karar ettin.
HAŞR-20,
Ateşin dostlarıyla cennetin dostları bir olmaz. Cennetin dostları, kurtuluşu/zaferi elde edenlerin ta kendileridir.
Padisahın,doganı ihtiyar kadının evinde bulunması
Doganın padisahtan kaçıp un eleyen kocakarının evine gitmesi, bilgisizligindendir.
O kadıncagız, çocuklarına tutmaç pisirmeye savasırken o cinsi güzel, kendisi hos doganı görünce,
325. Tutup ayacıgını bagladı, kanadını kesip güdük bir hale getirdi, tırnagını kesti, yesin diye de önüne saman
koydu.
”Ehil olmayanlar sana iyi bakamamıslar, kanadın haddini asmıs, tırnagın da uzamıs.
Na ehil kisiler seni hasta ederler. Ananın yanına gel ki sana iyi baksın! ” dedi.
Arkadas, cahilin sevgisini de böyle bil. Cahil yolda daima çarpık, daima yampiri gider.
Padisahın günü,doganı aramakla geçti, nihayet o kocakarının çadırına yöneldi.
330. Ansızın orada doganı, toz duman içinde gördü. Ona bakıp aglamaya basladı.
Dedi ki: “Her ne kadar, bize dosdogru vefakarlıkta bulunmadıgın için bu hâl sana lâyıktı.
Çünkü cehennem ehliyle cennet ehlinin müsavi olmadıgından gaflet ederek cennetten kaçtın, cehennemde
karar ettin.
Halinden haberdar olan padisahtan sersemce bu kokusuk kocakarının evine kaçagın layıgı budur”
Dogan kanadını padisahın eline sürmekte, hal diliyle “Ben günah ettim”;
335. Ey kerem sahibi, sen iyilerden baskasını kabul etmezsen kötü nereye varsın da halini arz edip aglasın?
Padisah, her kötüyü iyi ettiginden onun lütfü cana bu cüreti vermekte, bu cinayetleri yaptırmaktadır”
demekteydi.
Yürü, çirkin islerde bulunma ki bizim iyiliklerimiz bile o güzel sevgilimizin huzurunda çirkin görünmektedir.
Halbuki sen ettigin hizmeti ona lâyık sandın da cürüm bayragını onun için yücelttin.
Sana onu anmaya, Onu çagırmaya izin verdiler de o yüzden günlüne gurur düstü.
340. Kendini Allah ile konusur gördün. Halbuki niceler vardır ki bu süphe yüzünden ondan ayrı düser.
Gerçi padisah seninle beraber yerde oturur ama sen kendini tanı, haddini bil de daha iyi, daha edepli otur!
Dogan dedi ki: “Padisahım, pismanım, tövbe ettim, yeniden müslüman oldum.
Sarhos ederek aslanı bile tutacak derecede kuvvet ve cüret sahibi ettigin kisi sarhosluk yüzünden yolunu
sapıtırsa özrünü kabul et.
Tırnagımı kestilerse de sen beni kabul eder, benden yüz çevirmezsen ben, günesin bile perçemini koparırım.
345. Kanadım gittiyse de beni oksarsan, bana iltifat edersen felek bile benim oyunuma karsı mat olur.
Bana kuvvet kemerini bagıslarsan dagı yerinden koparırım, bana kudret kalemini verirsen bayrakları yıkar,
orduları kırarım.
Nihayet benim cüssem, bir sivrisinekten de asagı degil ya... Ben de Nemrut mülkünü kanadımla vurur,
tarumar ederim.
Tut ki zayıflıkta Ebabilim, tut ki düsmanlarımın her biri bir fildir.
Bir fındık kadar, fakat yakıcı kursun atarım; kursunum, yüzlerce mancınık derecesinde tesir eder.
Tasım nohut kadarsa da savasta ne bas bırakır,ne migfer!
350. Musa, savasa bir tek sopasıyla gitti ama o sopayla Firavun’u da, kılıçlarını da kırdı geçirdi.
Her peygamber, o kapıyı yalnızca dögmüs, bütün dünyaya tek basına saldırmıstır.
Nuh, ondan kılıç isteyince Tufan dalgası, Allah kudretiyle kılıç kesilmistir.
Ey Ahmet, yeryüzünün askeri kim oluyor ki? Aya bak,ayın bile alnını yar!
Bu suretle yıldızların yomlu, yomsuz olduguna inanan bihaberler, bu devrin senin devrin oldugunu,kamerin
devri olmadıgını anlasınlar.
355. Bu devir, senin devrindir. Çünkü Kelîm olan Musa bile daima senin zamanını arzuladı.
Musa, senin devrinin parlaklıgını, o devirdeki tecelli sabahının zuhurunu gördü de;
“ Yarabbi, o ne rahmet devri... o devir, rahmetten de ileri... o devirde rüyet var.
Musa’nı denizlere daldır da Ahmet’in devrinde izhar et’’ dedi.
Allah dedi ki: “ Sana o devri onun için gösterdim, o halvetin yolunu onun için açtım”
360. Ey Kelîm, sen o devirden uzaksın; ayagını çek, çünkü bu iklim uzundur.
Ben kerem sahibiyim. Tamaha düsüp aglasın diye mahluka ekmek gösteririm.
Ana, çocuk uyansın da gıdasını istesin diye çocugun burnunu ovar.
Çünkü çocugun, açlıgından haberi olmaz, uyuyakalır. Fakat süt muhabbeti, ananın iki memesini de agrıtmaya
baslar.
“Ben gizli rahmet olan bir hazineydim, hidayete erismis bir ümmet gönderdim.”
365. Can ve gönülle diledigim bütün keremleri sana Allah gösterdi de sen onlara tamah ettin.
Ahmet, ümmetler “ Yarab” desinler diye dünyada nice put kırdı.
Ahmet’in çalısması olmasaydı sen de ataların gibi puta tapardın.
Ahmet’in ümmetler üzerindeki hakkını bil, basın puta secde etmekten, bunu bilesin diye kurtuldu.
Söylersen bu puta tapmadan kurtulmanın sükrünü söyle de Allah, seni bâtın putundan da kurtarsın.
370. O, nasıl, basını putlardan kurtardıysa sende o kuvvetle gönlünü kurtar.
Dini babadan bedava bir miras olarak buldun da onun için basını sükretmeden çevirdin.
Miras yedi,mal kadrini ne bilsin? Rüstem can verdi, Zâl bedava seref kazandı!
Ben, birisini aglatırsam rahmetim cosar; aglayıp tasanda nimetime erisir.
Birisine bir seyi vermek istemezsem o istegi göstermem. Fakat gönlünü kapattım mı artık açmam.
375. Rahmetim, o aglamalara baglıdır. Kul agladı mı rahmet denizi, kabarmaya,dalgalanmaya baslar.
Kayıt Tarihi : 22.7.2016 12:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fatih Lütfü Aydın](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/07/22/mesnevi-hikayeleri-cilt-2-padisahin-dogani-ve-kocakari.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!