Geceleri mesken tutalı, senin sokağına hiç uğramıyorum. Hayatın yağmur kokulu yanında kendime bir yer bulmuşken, bu ölçüsüz ve kaygısız zamana bir anlam veremiyorum. Eriyip giden çıtırtılar arasında, buz tutmuş pencerenin arkasında ısınmaya çalışıyorum. Yazgımı anlatmadan yalnız kuşlara bir sözle teselli olmalıyım. Altıncı hisle yedinci rengin buluştuğu o yeri bulmalıyım. Mahrem olsa da bana kelimeler onlarla yoğrulmalıyım.
Nereden başlayacağıma iyi karar vermeliyim. Dün mü, bugün mü, yarın mı denklemine bir çözüm bulmadan senin karşına çıkamayacağımı çok iyi biliyorum. Dün yaşandı bitti, bugün yaşanıyor bitecek, yarın yaşanacak bitecekse çözüm hangisi. Belki de böyle bir denklemin çözümünün olmaması daha iyi. Düne bakmak, bugünü yaşamak, yarına umut katmak en güzeli belki.
Ayaz çıkmış yağmurların yanında. Kilitli kapılar ardında, sevda yazan kalemler var. Ve söylenemeyenler ve yazılamayanlar ve paylaşılamayanlar var. Gecenin bir yarısı yine. Sessiz çığlıklar cirit atıyor odamda. Künyeler adımı tanıyamıyor, aynalar bakışımı. Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri kovalıyor. Daha bir soluk almamışken nede çabuk sabah oluverdi. Etraf nede çabuk yeni yüzüne alışıverdi. İnsanlar da böyle her şeye çabuk alışabilseler. Koparıldıklarında bir şeyden üzülmeseler ve sadece seyretseler. Alışsalar bu hayata. Şiir gibi sadece masum olsalar.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
çooook güzelll..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta