Mesela Düşün Şiiri - Birkan Akdoğan

Birkan Akdoğan
55

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Mesela Düşün

Mesela bir akşam üstü düşün;

Hani yerde Anadolu kavağının tepesi olsun. Çarşaf gibi denize kanını akıtsın güneş. Karadeniz e açılan o kapıdan içeri gelin gibi nazlı bir gemi girsin. Hava dolsun ciğerlerimizin içine. Ellerini tutayım utangaç. Utandığımı avuçlarına avuçlarım söylesin ter alfabesiyle. Sen usulca koy başını omzuma, ben bir zahmet öleyim sevinçten. Sonra ilk orada söyleyeyim sana sevginin ne anlama geldiğini. Sımsıcak doğa sarsın hücre köklerimizi.

Mesela bir sabah düşün,

Yerde Emirgan sahilinde bir bank olsun. Hani o sakin emirgan sabahlarından biri. İnsanlar daha akın etmemiş. Deniz mavi değil lacivert. Sabah fırından aldığımız o sıcacık ekmeği birbirimizin parmak uçlarına üfleyerek katıksız yemişiz. Sonra sen bankın ucuna oturmuşsun ben uzanmışım dizini yastık yaparak. Hayal kurmuşuz midemize yapışan hamurun ağrısında. Güzel şeyler konuşmuşuz. Sonra öpecek olmuşum seni, sen kaçırmışsın yüzünü menzilimden.

Mesela bir öğlen düşün,

Beyoğlu sokaklarının o eski tarihinde yürüyormuşuz hani. Sen belime sarılmışsın. Havada zehir gibi soğuk. O sıcak yüreğimiz cız ediyormuş her bir kar tanesi ensemize değdiğinde. Gülümsüyormuşum sana, sen benim kızarmış burnuma bakıp bakıp kikirdediğinde. Dönercilerin yanlarından geçerken ağardan alıyormuşuz biraz o dükkan sıcağı yüzümüzü okşasın diye. Sonra evde hazırlayıp peçeteye sardığın hafif bayat umutlarımızı çıkarıp yuvarlıyormuşuz midemize, bir binanın kıç donduran ayaza küs köşesinde. Ellerini koynuma sokuyormuşum sonra, üşümüş bir kuş gibi titreyen o ellerini işte. Dip dibe kalırız bu durumda çaresiz. Heyecan basar dudaklarını. Karanlıkta parıldayan bir kandil gibi gözlerimi alır. Öpemem söndürürüm diye o ateşi.

Sonra kalkarım yanından gözlerim yaşlı. Senin ağladığın gibi ağlamışım. Bakamam bir daha yüzüne. Yüzünün tam olarak nerede olduğunu bilemem çünkü, her ne kadar bakmak istesem de. Sonra seninle doyasıya öpüştüğümüz, sonra seninle doyasıya seviştiğimiz anları düşünürüm. Kokunu hatırlamaya çalışırım, toprağı koklayarak. Saçlarını, sonra gözlerini geçiririm aklımdan. Sonra anlarım aklım seninle yitip gitmiş. Sırtıma bir bıçak gibi saplanır yokluğunun mezar taşına saklanan sureti. Bir sigara daha yakarım. El sallamam yine seni orada terk ederken.

Birkan Akdoğan
Kayıt Tarihi : 15.3.2013 11:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Birkan Akdoğan