Gece oturdum bir meşenin altına,
Bana bir şeyler sorduğunu duydum ve…
Endişelendim.
Eskiden olsa…
Sessizlik ikna ederdi beni,
Rüzgâr nefes alırdı ensemde,
Bu nefes titretmezdi içimi ve anlamıyorum,
Neden seçtim bu kör karahindibayı,
Çiçek açan lalelerle dolu bu bahçede...
Çok az bir yere sahibim bu dünyada, sımsıkışığım,
Atalarımın geniş diyarında olsam bile!
Yükümü indireceğim ağacın altına ve
O, yok olacak benim dünyada...
Ve kimse bana tek bir şey bile sormayacak,
Sadece bir süre, bir süre için,
Derin bir hüznü şekillendireceğim içimde,
Kalbimde kurban ettiğim şeyleri özgürlüğe uğurlayacağım!
Ve sen, sen dinleyeceksin beni,
Fakat hiçbir halt duyamayacaksın...
Bu bahçede dolaşacak,
Ve konuşmayacaksın...
Biz, tek bir kelime bile etmeden,
Yalnız, dans edecek yandan bakışlarımız,
Ve bu ufak şehrin güzelliğinde,
Biz, biz birbirimizi hiç tanımamış gibi davranacağız...
Geceleyin, meşenin altına uzanırken
Kaldıramıyor daha fazla bunu ruhum
Biliyorum aldık başımıza belayı,
Aşk kelimesinin karşılığı yok artık sözlüklerimizde...
Sabahları suçlama sakın!
Onlar masum, en basitinden ben;
Birçok suçlu nesne tanıdım
Sabahlardan aşkın,
Ama bir tanesi var ki...
Daha çetin hepsinden,
Söyleyeyim sana,
Çünkü o, tüm bu kafa karışıklığının tek suçlusu
Sana en sert kelimelerimle yalan söylerken ki,
Affedilemez cesaretim...
Biliyorum, sen de biliyorsun,
Bu sadece benim meselem,
Aşktan ve hayallerden yoksun,
Bir çift baykuş gibi,
Birbirlerini hiç sevememiş,
Ruhlar yarattım sinemde…
Kayıt Tarihi : 16.1.2018 17:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!