I.
Bugün mesai mevsimi
Ölmek yasak cinnet geçirenlere
Baksınlar kapı aralıklarından geceye
Bilir misin! Ey sevgili
Yolculuklar bitmeden olmaz, anla
Bugün mesai mevsimi
Ölmek yasak cinnet geçirenlere..
Bir ağaç altında her an düşebilir
Kafanıza, elma ağırlığında bir kütle
Yada zindanlarında yedi kulenin
Ayaklarınızın dibine ılık bir su damlası
Buğulu, netliği görülmeyen
Bir bahar günü bütün pencereler kapalıyken
Söyledim ya
Bugün mesai mevsimi
Ölmek yasak cinnet geçirenlere..
II.
Ben değilim haykıran caddelerden aşağı
Susma ve ölme hakkım var; biliyorum
Anla beni artık rozalina
Pembe panjurlu eve bakan serseri
Değilim, geçen gece kapında dikelen
Gözyaşlarımın bir mola esnasına denk geldi
Ben değilim haykıran caddelerden aşağı..
Söyledim sana;
Sana, söyledim yüreğimin figan ateşini
Kor, kendinden geçmiş, avare, serseri hevesini
Anla rozalina;
Alevin şarkısını dinle benden bu gece
Açık bir kapı aralığından sessizce
Sivri uçlu topuklarını yere vurarak
Diyorum sana, bilmen gerek
Bugün mesai mevsimi
Ölmek yasak cinnet geçirenlere..
III.
Bu sirki terk etmenin vaktidir
Geceden toparlayarak arkamı
Aylak aylak, bir kadına bakar gibi
Ah rozalina sana söylemiştim
Bugün mesai mevsimi
Ölmek yasak cinnet geçirenlere
Ve de haykırmak caddelerden aşağı..
Kızgın değilim ben kimseye, utanma
Sakın çökmesin omuzların önüne
Kaymasın gözlerin asumandan toprağa
Kırmızı yazan kalemim, işte
Ağladıkça feryadı gelir kulağıma
Öyle say öyle farzet
Öyle bil rozalina
Bugün mesai mevsimi
Ölmek yasak cinnet geçirenlere…
Ünal ÇAGABEY
Ünal ÇağabeyKayıt Tarihi : 3.4.2011 23:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)