Sarı ve beyaz
yolu aydınlatan ışıklar
Ölüme ayak uydurur yürüyüşlerimiz
Güneşli günlerin nemli koynunda
Zaman denen illetle sevişerek
Başlıyoruz yaşam denen aldatmacaya.
Ne kaldı ki güzellikten yana
Bir tuşla kapattığın makineler konumuna soktuğundan beri
Üstelik kendini yüzmeye yetecek kadar bahane bulamamışken
Akışıma engel olmak için barajlar kuracak kadar heybetli olduğunun,
Farkında değilmiş gibi tek tuşluk engelin.
Sabahları uyurum
Akşamları başlar mesaim
Ben çeşit çeşit insanların gözlerinde elmas
Bağırırlar ardımdan bas bas
Bazıları kibarlık akıtır
Birer budalayı andırır bazıları
Acz kokar sıfıra yakın kibarlıkları
Şirin göstermeye çalışır giydikleriyle
Beyni güneşte yanmış bostan korkulukları..
Saat 00.00 mesai biter
Kuşlar gelir korkuluk gider
Kolumda renk renk kuşlar
Her gece bir başka alem.
Onlar anca dışımı yakarlar
İçim sende kalmış çünkü
Kimler gelir kimler geçer
Gecenin ılık kucağında herşey biter
Karanlık susar, gece susar
Yıldızlar fısıldar ve konuşur kalem.
Kayıt Tarihi : 7.12.2015 02:24:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Antalya'dan sevgiler..
![Murat Akgündüz](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/12/07/mesai-14.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!