Bir rüzgar vurur yüzüme
Bir alev,bir sıcak
Sonra nehirler boyu
Saflığın akacak.
Bir güneş doğdu mu
Keşke daha önceleri sevseydim gökyüzünü
Daha önce tanısaydım seni keşke
Bu yeryüzünü keşke senden önce de sevebilseydim.
Bu kadar iğrenç olmasaydı kazancım
Ve sen bu kadar uzak olmasaydın.
Ne zaman seni düşünsem.
Kanadı kırık bir kuş havalanır vapur iskelesinde.
Bir gemi hızla demir alır sonsuz sevmelere.
Bir meyve utana sıkıla düşer dalından.
Uzaklarda bir tren
Yolcularını beklemeden yol alır
Ne zaman seni düşünsem,
Bir kurşun delip geçiverir yastığımı.
Elmamın tam ortasına
Bir ok saplanır
ve gözlerimi kör eden bir ışık
Anlamsız mesafelere yükler tüm intikamını.
Çağıracağım güneşi koynuna ve
Küçük alev topları hâlinde
Öpücükler konduracağım bir pencere olmalı.
Bir görebilsem;
Çıkınca en üst katına yalnızlık gökdelenimin
Ve aşağı atlayınca
Bir adım daha yaklaşmışken sana
Uzanabileceğim son dal da kırılıyor orta yerinden
Uykularım orta yerinden bölünüyor.
Sana bir adım daha yaklaşmışken
Bir çekiç iniyor başıma
Sonra bir böcek gibi
Sen bir ayrılık tütsüsü yaktın.
Sonra bir ayrılık türküsü kopup geldi uzaklardan.
Dumanlı dağbaşlarından,
Ağıtlar düştü.
Bin sevda,bin merhamet saplandı şakaklarıma
Gözyaşlarım gücünü alırken dualardan.
Sen öldün mesela
Ki sen benim en büyük şiirimdin
Doğmayan güne ithafen yazdığım.
Bir ışık hüzmesi hâlinde odama süzülüp orada kaldığın bir şiirdin
Kaç mısra olduğunu bile bilmezdim
Alabildiğine uzun,alabildiğine dolu...
Özgürlüğün durmadan nefes aldığı bir yer olmalı
Hayalimdeki ev.
Öyle pembe panjurlu falan değil.
Püfür püfür essin yeter.
Sonbaharın o sarı yaprakları
İsteksizce odama savrulmalı.
Ben tekrar geleceğim.
Çünkü bir ben bilirim seni
Bir ben bilirim senin kaybolduğun yerleri
Hem de avcumun içi gibi.
Bir daha geleceğim üzülme.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!