Ey! Akrep yetti gayrı akan zehrin
Yüreklerde yara açan hep sendin
İnan çok çekti senin kıskacında
Bir ömür sevgili bekleyenlerin
Bir rüzgar geldi uzak diyarlardan
Kapladı ortalığı tozla duman
Sen yokken;
Bazı beceriler edindim.
Mesela uçmayı öğrendim.
Sana esen her rüzgarı
Kendime yol bildim.
Bir avare kuş oldum
Bu şiir sabaha yakın yazılmıştır
Bu yüzden biraz uykulu
Biraz da sersem
Affedin siz bu şiiri
Ne dediğini bilmez oluyor bu demlerde
Sevdasından olsa gerek
Omuzlar intihar yüklü bir tabut,
Ve asılmış kader ağacımıza
Ölümleri yazan binlerce çaput
Kapladı birden dört bir yanımızı.
Eyvah! Kalabalık koca bir sükût
Ahmak insanoğlu
Uyanır mısın artık şu uykundan
Tanrı sana ölüm şarkıları söylüyor
Sen ninni sanıyorsun
Tanrı her gün seni bir başka kabusla sarsarken
Sen beşikteymiş gibi
Yapraklar öylece düşmüyordu artık,
Sonbaharın bir anlamı vardı
Kelimelerim...
Kelimelerim seni tanıdıkça;
Şiir olup dökülüyordu kağıtlara
Ah!
Çok şey kattı ölümün bana
İki harfin iki kere sarılınca
Bir kız çocuğunu yaşattığını
Ama doktorların bir babayı yaşatamadığını öğrendim
Kelimelerin de can verebileceğini öğrendim
Bir ameliyat masasında
Küçükken;
Küçüktüm ben.
Annem olmadan hiçbir şey yapamazdım.
Hele şiirden zerre anlamazdım.
Ahenksiz kafiyesiz bir hayatın içinde,
Kimi sersefil içinde yaşar durur
Kimiyse zenginlik içinde kudurur
Kiminin derdi ağır geldi mizana
Kiminin keyfi...
Kimi kimliğini gizledi Dünya'dan
Kimi kimliklere büründü yalandan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!