Eskiden kendini doğaya bırakmış çiçekler gibi,
birbirimize aşinaydık.
Şimdi sokaktan geçen selamsız sabahsız iki yabancıyız.
Gerçeğin bir adım sonrasını düşünmeden, hareket eden cahilleriz biz!
Bir cam kadar parçalanmaya müsait olan kalbimiz, aşktan ve sevgiden mahrum bırakıldı düşüncesiz ve ciddiyetsiz.
Belki de en güzel şeydi bir gencin aldığı armağan.
Çocukluğunu yaşayamamış bir insana,
geçmişi hatırlatma, sorma üzüntüyü ona.
O zaten doğduğunda ebe' den tatmıştır en güzel acıyı
belli etmiştir kendisini, akan her göz yaşında.
Kimi zaman küçük bir kız çocuğunun gözlerinden akıttığı yaşlar, kimi zaman yaşı epeyce ilerlemiş bir ihtiyarın geçmişe bıraktığı anılar.
Ne kadar zordur bilir misiniz yalnız kalmak ? Hani nerde bu sokaklarda insan eksilmeyen eski İstanbul, şimdilerde köşesine çekilmiş kimsesiz bir çocuk gibiyiz.
Bıraktın canımı Azraile
melekler getirmişti seni bu şehre.
Vazgeçtim gözlerinde, kirpiklerinden
acı gerçekleri işittiğimde.
Uçsuz bucaksız parmaklıkların ardından,
yine güneşin batışını izliyorum hapishanedeki ranzamdan.
Her geçen gün biraz daha eksiliyorum, hayatın bana vadettiği güzelliklerinden mahrum bırakılınca.
bir uçurum misali içimdeki özlem, işte bizim imkansız aşkımız formülsüz bir denklem.
Kelimeler kifayetsiz kalıyordu her kötülüğün karşısında,
rüyalara dalmak isterdim her insan gibi,acıyı görmemek için gözlerimi kapatırdım aslında.
Sanki bir zelzeleye karışmışım, binalar üzerime yıkılıyor,
hele birde göz altlarımı görseniz yaban mersini gibi mosmor.
Bak bulutlar ağlıyor, aynı benim gibi onlarda
gözyaşı akıtıyor.
içindekileri boşaltıyor geçmişi, özlemi, sevgiyi
dışarıya atıyor.
seni kaybedince fark ettim insanoğlunun yaşadığı acıyı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!