Doğdum büyüdüm ve öldüm . Varlığını yokluğumda gördüm.Kayboldum ve hiçliği öğrendim. Nil'in son
damlasıydım, fırtınaya döndüm. Çok gemiler batırdım, nicesini de es geçtim. Pir Sultan Abdal'a isyan
ettim. Işıktan mahrum yaşadım , seni görünce iğne deliğinden güneşi geçirdim. Sen benim Lisa'mdın ,
resmini Leonardoya çizdirdim. Kükredim , adını dünyaya haykırdım . Sağır sultanı uyandırdım.
Özleminden günlerce ağladım sonra ülkeye musonlar yağdırdım. Umudu toprağa ektim . Sonra gittim
babilin asma bahçelerini budadım. Olmaz dediler oldurdum . Yinede kızdım . Uğruna romayı yaktım ,
Demirden olurdu gökyüzü ben süzülmek istediğimde.
Yürüyebilenler özgür, uçabilenlerse hapis kalırdı.
Bir kenarındayken uçurumun , hemde sen varken başlangıcında.
seni görebilmek için , uçmam gerekirdi.
yukarıda aradıklarımızın aşağıda olabileceğini
Geceyi sevdim , o uzak denizleri . Kaçıp gitmeyi usulca , hiç bilmediğim bir yerde gökyüzünü izlemeyi.
Hani olur ya , yalnızlığın anlamsız bir ağlama isteği uyandırır içinde , kendini kimsesiz ve terkedilmiş hissedersin.
İşte ben öyle hissettim.Uzunca bir zaman sigaram ve soğuk duvarlardan başka hiçbir şey yoktu.Çok ağladım, hemde çokça ağladım . Yağmur bile böyle sırılsıklam hissettiremezdi. Sonra sen geldin.
Geceler siyahtı başta , gözlerimi kapattıkça maviye döndü . Gökyüzünde sen vardın , denizde sen
mavinin olduğu her yerde sadece sen vardın.Gözlerin kıyameti koparıyordu içimde.Korktum önce , yine kaçmak istedim
Gecenin ne kadar karanlık olabileceğini düşündün mü hiç ?
En karası nereden çıkartılır kömürün peki.
boyanmış üzerim , en derinine matemin.
ışığı bile geçirmez şimdi içimden bedenim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!