Saçları dökülür mü bir kadının?
Gözyaşları gibi öyle kolayca
Bu saçma sokaklarda
Her şey mümkün
Mesela bir palyaço sirkine küsmüş
Bir kuş nasıl olur da uçmak istemez
Güpegündüz öylesine sokağında yürürken
Kendi adımlarını takip ediyordu
Bu da çocukluktan gelme bir alışkanlık sadece
Ya da bir nevi bir delilik göstergesi de denilebilir
Demek ki, o yaşlardan beri belliymiş
Kafasının içindeki garip zırvalıklarla boğuşup durduğu
Artık yaşama ne bir nefesle bağlısındır
Ne de boğazına düğümlenen, söyleyemediğin şeylerle ölümü tadacaksındır
Ne bir kadının kalbinde saklısındır artık
Ne de çökmüştür çatılar ve sen altında kalmışsındır
Artık tıpkı doğduğun gibisindir
Çıplaklığını saklama boşuna, bunun bir faydası olmayacaktır
Hırıltılı bezgin bir sessizlikle
Aynı evin içinde
Sarhoş zihinlerin
Bir o kadar da nahoş bedenlerin
Uzun süreli yabancılığını benimsemek üzereydi
“Bir tıkırtı duydum sanki” dedi
Uslanmıyor bir türlü bu baş ağrısı
Her şey birbirine geçmiş
Ne oyunu belli kafamın içindekilerin
Ne oyuncuları
Şimdi gelip kim toplayacak bu karmaşıklığı?
"Sorumlusu kimse o" diyor
Hep böyle vakitlerde geç kalınıyor
Bazı şeylere
Hep böyle gecenin bir körü
Silik silüetler yaklaşıyor pencereme
Nefesleriyle garip şeyler çizip
Cansız dudaklarıyla
Yokuştan aşağı yuvarlanıyoruz
Çaresiziz, ne yapalım?
Mahalle sakinlerini uyandırdık
Ama sağ olsunlar, kimse çıkıp bağırmadı
İçleri acır gibiydi sanki, cama dökülen kalabalığın
Eylül'ün başını biz çekiyoruz bu sefer
Başı önüne düştü
Tutamadı daha fazla
Ah bu yosunsu sabahlar
Ah bu geceye bulaşan yalnızlıklar
Her seferinde geçerler buralardan
En zifiri ve en korkunç akşamlarda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!