Merih'te Bir Akşam Üstü

zamana fırlatılan iki oktan biri gözlerime saplanıyor.

merih’te bir akşamüstü

satürn orkestrasından 41.gezegen uvertürü

ay sigarasını tüttüren bir deli.

yine eski makyajındaydı kent meydanı

örümcekler ağlarını evlere kuruyorlardı.

kepenkler çoktan indirilmişti

önlerinde beyaz bayraklar…

yerliyerindeydi örümcek ağları ve at nalları.

duvarlar boş.tek canlı haritalardı

haritalar tek canlıydı.

sarhoşlar köşebaşlarında uyuyor

caddelerin ortalarına kusuyorlardı.

kaldırımlarda yoksatan dedektif masalları.

baudleaire bir çiçek satıcısı

tanrı dilenen bir kemancı.

keman sesine ağlıyordu.

ağıt:kemancıya.

duvarlar taş ve taşlar

hala dansetmiyordu.

güneş: sigortası atmış bir elektrik saatiydi.

göz gözü görmüyordu.

sadece körler görebiliyordu.

dünyanın üstüne bir kepenk kapanmıştı.

koca bir kepenk çelik bir levha

yazısız bir levhaydı.

levhanın üstünde bir çelenk vardı.

siyah bir çelenk.

tüm anahtarlar bir delinin cebindeydi.

deli anahtarları denize atmıştı.

merih’te

gece

olmuştu.