işte, uzatıyorum kalbimi
her bir parçasını özenle kestim
elim uzdur
ezber ettim doğramayı
yeniden
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Esasında insanlar'ın zihni, zorluklara karşı ağırlıklı olarak ''ötelemeye, kaçışa,ertelemeye''müsait bir tabiat arzeder..
Bu yüzden, mezarlıktan geçerken ıslık çalarız,bir yolculuğa çıkacağımızda valizi hazırlamayı en son saniyeye bırakırız, hastaneler bu sebeple öyle sıklıkla anımsamak ve içinde bulunmak istediğimiz mekanlar olmaz..
Sanat ürünleri,insanların erteledikleri, kaçtıkları öteledikleri şeylerle yüzleşme, yüzyüze gelme arzusundan doğar genelde..
İnsanın bu arzuyu taşıması, sanatı bir kaçış alanı yapmaktan alakoymaz..Çoğu zaman bir yüzleşiye yelteniş yaşanır sanatla, böylece içteki basınçla dıştaki basınç arasında bileşik kaplar modeline göre bir denge oluşur ve uzun zaman geçtikten sonra en acılı sanat ürünlerinin bile bir deşarj maksadına matuf olduğu görülür..
Öte yandan, hepimizin evrensel yalnızlık ve tek başınalığı derinden hissettiğimiz ve evren karşısındaki yalnızlık duygumuzun doruk yaptığı anları vardır..
Doruk duygulanışların imgelerini yinelemeyeceğini, tekrar etmeyeceğini söylüyor Borges..
Yenilenemeyen bu resimlerin aktarımları da elbet anlatılamazlık büyüsüne sahip olur..Histen başka bir aktarım yolu kalmaz böyle anlarda..
Anlatılma gayretinin arasına sıkışan veya içinden tüten ve eskilerin '' hissi kablel vuku'' dedikleri bir şekilde intikal eden bir dili vardır böylesi ''Doruk'' anların..
Ben okuduğum şeyin edebi şeklinin bilinen şiir dışa vurumlarından farklı olduğu yönündeki yıllar önce yaptığım yoruma sadık kalarak söylüyorum, bu metin kendisini dışavurma şeklini düşünecek hali kalmamış bir zirve duygu buluşmasının, bir insan tekinin en gerçek yalnızlığa toslamasının duygu yumağıdır..
Bu yüzden, rivayet şekli kendisine hangi yolu bulursa bulsun, maksat hasıl olmuş oluyor.
Kalbimin içinde
O kadar çok sen varsın ki
Zor sığıyor bedenime
Çıkartmaya kalkarlarsa günün birinde
İnan ki
Sığdıramazlar yerine
Caner YATAN
Yüreği yerinden sökülmüş bir bedende yalnız acılar kalmış geriye , sevgi de kopup gitmiş yürekle. Artık kaç parçaya da ayrıldığı değiştirmiyor kalanları.
Satırlarda aradım , kelimelerde aradım yoktu izi.
Buz gibi acı sardı bedenimi .Çok açık dilli gizem bu , tebrikler. Yürekten sevgiler ,Caner YATAN
ürktüm... bu kadar uzun bir konu bu kadar kısa ve öz ve vurucu ve belirgin anlatılamaz...
artık imkansızlar başarılıyor baksanıza.. sokakta boylu boyunca yatan bir kanlı cesedi herkes kendi kafasında ki senaryoyla öldürür ve yorum yapar ama bir kişi gerçek teks ti bilir oda katildir...
siz hepimizi katil yaptınız... ellerimi yıkamaya gidiyorum..tebrikler... ustaca...
özgürlüğe dik cesetimi....güzeldi kutlarım
güzelmiş yine..
selam..
Gunun siiri demisler , oysa benim gunlerimin siiri Meric´in siir`i . Gene ayni tadi verdi . Bir kez daha ve her zaman yuregine saglik Aynur .
Yürek yaralarına gözyaşıyla tedavi en iyisi..!
Her yara kabuk bağlayıp kapansa da ruh girdabındaki çiziklerini onaramazsınız....illa kii mikrop kapacaktır,kapanmayacaktır.
Bir musalla tezgahında azrailin neşterinden daha iyi hiçbirşey gelmez sineye..de..ötesi var orası meçhul..ne söylesek yalan olur.
dilden çıkan her sözcük bir gün gelir yılan olur..!
Güzeldi ...derince...Meriç kadar.
Saygılarımla.
Senbol ve anlamları herkese göre çokca geliştirilebilecek, belki de böyle daha çok anlam kazanacak bir şiir.Şiir zevkiyle de okunuyor.Tebrikler...
yürek yara bere içindeyse,öp de geçsin olmaz.
ne güzel bir şiir.ne güzel bir insan.
saygıyla.
Bu şiir ile ilgili 31 tane yorum bulunmakta