Paşa ağabey ile tanışmamız 1990 yılı yazında olmuştu sanıyorum. Şiiri, sanatı ekmek gibi, su gibi önemli gören, her bulunduğu yerde şiir konuşan, şiiri konuşan, size iyice yaklaşıp gözlüğünün üzerinden ta gözünüzün içine içine bakarak yeni yazdığı şiiri okuyan, konuştuğu kişinin ismine “cuğum”ekini ekleyerek Durducuğum, Aliciğim şeklinde içinden geldiği gibi konuşan bu güzel insan gazetelerden, dergilerden şiirlerini, yazılarını okuduğu Durdu Şahin ile görüşmek, tanışmak, şiir sohbetinde bulunmak için köyüme gelmişti.
O gün ben de sevmiştim benim gibi bir şiir heveslisi biri ile tanışmaya, konuşmaya, siyasetten, geçim derdinden, sen ben kavgasından uzak bir ortamda şiir sohbeti gerçekleştirmek için gelen bu hasbi, kalender, nazik ve hassas insanı, daha doğrusu şairi…
Nasıl sevmez, nasıl değerli bilmezdim Çorum’dan kalkıp türlü zorluklardan sonra İsahacı Köyüne gelen, üstelik kendisinden daha büyük ve daha iyi şair olmayan birini dinlemek, onunla tanışmak için onca yolu aşıp gelen bu şiir aşığını.
ŞİİRİN VE SANATIN VADİLERİNDE SAMİMİ TURLAR
içimin güler yüzü,
yaşanılası iklimim hoşgeldin...
(adımın çapraz yazılması kimin umrunda...
denize düşen yılana öykünür biraz da...)
'Paşa ağabey nesli çok fazla kalmayan celebi, kalender meşrep, muhatabını
dinlemesini bilen, sözüne, sohbetine içtenliğini ve içinin, gönlünün sıcaklığını katmayı bilen, çok fazla arayıp sormasa bile karşılaştığında yüzündeki sevinci saklayamayan, kimsenin aleyhinde konuşmayan, sen-ben,dedim-dedi gevezeliği ve boş laflarla kıymetli zamanı harcamayan, gerçekten kaliteli, inançlı, ihlaslı, adam gibi adam birini bulduğunda ondan faydalanan ve ona faydalı olan bir insandı.'
Tanımıyorum fakat yazınızdan anladığım kadarıyla o da sizin gibi gönül adamıymış.
Allah gani gani rahmet eylesin.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta