Merhum Hacı Asım Sandıkçı'dan

Yazdım size bir mektup;
Bitermi okumaklan.
En küçük oğlunuda:
Asker et ağlamaklan.

Nisanda çıktım köyden:
Yeni açmıştı çaylar.
Hep ağlamkla geçti:
Şu gurbetteki aylar.

Bir sefer girdik yola;
Ağlamaya ne gerek? .
Hepinizin bayramı:
Anam olsun mübarek.

Irak kalmışım senden:
Muhtacım ben duana.
Senin hacılığını;
Allah göstersin bana.(1)

Yaşumuz daha ufak:
Yandık habu gurbete.
Acaba dönermiyim:
O güzel memlekete? ..

Yüzdürdum sandalımı;
taktim küreklerini.
Anam senin hasretin:
Yaktı yüreklerimi..

Bağladım bağulumu;
Nisanda çıktım yola.
Para kazanmak için:
Geldim Arabistana.

Artık güneşde doğdu:
başladı ısıtmaya.
Küçükken alışmışım:
Gurbette yaşamaya.

Ne ana var ne baba:
Akşam kapıyı çalsam.
Bir tenha yer bulsamda:
Doya,doya ağlasam..

Yedinci oğlunuda:
Sevk eyledin kıtaya.
Bilmem nasıp olurmu:
Bu şeref her anaya.

Benim için otur bak:
Üst odadan dereye.
Allah yaşatır bizi:
Bir dahaki seneye..

Bu dünyada anamı:
Ben niçin severim çok.
Şu gurbet illerinde:
derdimden anlayan yok.

Kimler icad eyledi:
Habu zalim görbeti? .
Gurbette yedi beni:
Ana, baba hasreti.

Çok yazacaklarım var:
Sığmazlar bu sayfaya.
Aceba koydunuzmu:
Anam beni sıraya? (evlenmek için sıra)

Bana geniş havadis:
siz yazın oralardan.
Bakalım okunurmu:
Bu mektup ağlamakdan.

Ana, baba, ağabi:
Çekerim hasretini.
Gurbet gezmeyen bilmez.
Sılanın kıymetini..

Bir oğlun var gurbette.
Biride asker oldu.
Bitmez anamın yaşı:
yine gözleri doldu...

Çoktur kederim,acım:
Anamsız ettim hacı.
Şu gurbet ellerinde:
Bir selama muhtacım..

Ben kaldım gurbet ele:
Ağlayı benim anam..
Okuyup, dinleyene.
Hacı Asımdan selam.