Merhum Abdurrahim Karakoç üstadımız; elini, dilini, özünü, sözünü haramdan sakındırır, şiiri gerçek manada şuur olarak görür, Hakkı her daim âli bilip ebedi hakikatlerin türküsünü söyler, her türlü yabancı ve yalancı ideolojilere karşı sarsılmaz bir kale gibi dimdik mukavemet gösterir, doğru kararları dosdoğru uygulayıp, yerinde sabrın, yerinde en soylu bir direnişin ve şahlanışın örneklerini sunardı.
Marifeti de, erdem ve fazileti de layıkıyla dillendirir, okumadan yazmadığı, bilmeden söylemediği için yazdıkları hep okunur, söyledikleri yürekten benimsenirdi. O halk edebiyatının en kuvvetli şairi Nefi’den sonra en kıymetli hiciv üstadıydı. Şiirleri insanı besler, coşturur, hedefine ulaştırırdı.
Merhum üstadımız; her şiir, davranış, hitap ve kitabıyla, şanlı mazimizi hatırlar, hatırlatır, istiklâlinin önemini en sahih bir şekilde belirtir, istiklal ve istikbalin kaynağının iman, ilim, adalet, gayret, cesaret ve ahlakta bulunduğunu en gür sesiyle söylerdi.
Türkçeyi en iyi bir şekilde bilir ve şiirlerinde, yazılarında dillendirir, millet şuuru gibi dil şuurunu da vazgeçilmez bir değer olarak görür, milletiyle ve bu milletin hakiki evlatlarıyla tam bir kafa ve gönül bağı kurar, sanatını mutlak Bir’in emirlerine uygun bir şekilde necip milletimizin, ümmetin ve insanlığın hizmetine sunardı.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta