Kazanma dürtüsünün insana kazandırdığı en büyük şiddet çeşidi sanırım savaş olsa gerekKazanmak bir ‘’arzu’’ ve ‘’ hırs’’ işi olsa da, bunu devletler bazına indirgediğimizde bir insanı değil ‘’iki devletin milyonlarını’’ ilgilendiren cadı kazanını andırdığını söylemek gerekecektir. Kolların,bacakların,gözlerin havada uçuştuğu bu dünyada, kazanda kaynayan tek şey ‘’kan’’ köpüren ise ‘’öfke ve nefretten’’ başka bir şey olmayacaktır.
Silahların merhameti, onu elleriyle tutanın korkusuna bağlıdır bir yerde…Korkuyla kovanından fırlayan bir mermi, yere yıkması gereken canın: ebadına, biçimine,ırkına,milletine bakmadan ‘’kazanılması gereken’’ için onu yere yıkacaktır.Bunu yaparken yani savaşırken merhameti unutacaktır.
Merhamet, insan kalbinde kendine acımayı arkadaş edinmiştir ama bir üçüncü arkadaş daha vardır ki o da ‘’bencillik’’tir.Bencilliğin kazanma hırsıyla birleştiğini ve yıllarca kaybedenleri oynayıp sonra da ihtirasla el ele verdiğini düşünürsek aklımıza savaşlar gelecektir.Ki işte o savaş, merhameti, sadece yıkık duvarların,annesiz çocukların,aç karınların,bacağı kopuk bedenlerin vicdanından alıp; zalimlerin olmayan duygularına bırakacaktır.Barış ve intikam ateşi de ortalarda gezinip sahipsiz kalacak, yıllar sonra birileri onun elinden tutup misket bombaları ile diğerlerine hatırlatılacaktır!
Malumunuz günümüzde kendisine tarih boyunca merhamet edilmeyen ya da edilmediğini düşünen bir millet pireyi öldürmek için ilk önce pirenin bulunduğu bedeni yere yıkmaya çalışıyor.Çocuklar,yaşlılar …sokaklarda adımlamak yerine yıkılan binaların altında kalıyor; ellerini hiç havadan indirmeden ne zaman başımıza bir gülle düşecek diye bekliyor.Korku imparatorluğu cesaret kırmak için birebir güreşmekten çekinip havadan bombalar atıyor.Bilali Habeşiler,Sümeyyeler gibi zora geldiğinde direnmeyen; Peygamberi yanlarından ayrıldığında,denizi karşılarına aldıklarında Peygamberlerini bir çırpıda düşüncesizlik,Yaratanı ise acizlikle tenzih edip dinlerinden dönen,danaya tapanlar yani korku imparatorluğunun müdavimleri şimdi hakim oldukları dünya güçlerini de arkalarına alıp bencillik ve ihtirasları uğruna ‘’bazılarının dünyalarını başlarına’’yıkıyor.Anlayacağınız geçmişin hesabını şimdilerde görüyorlar.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta