Gençliğimiz
Köhne bir trende yolcudur.
Gözü dönmüşlüğün zindanlarını süsleyen
Tutsak bir yolcu..
Çarpılıp durur yıllar yılı duvarlarına, damların.
Bir o kentte, bir bu kentte...
Güç tükenmede yavaş yavaş, ezen çarklarına karşı zamanın
Ve kan içici düşmanın
Sıvışıp gitmede umutlar ve anılar,
Çelik kapı aralarından, gün biterken.
Kim anlatabilir ki;
Ölüm tadındaki akşam yoklamalarını,
İliğinizi söken kamçı şaklamalarını,
Filistin askılarını,
Domuz bağlarını?
Kim söyleye bilir;
Sürgü şakırtılarına karışan
Yumruk zonklamalarını
Veda edişi bir güne daha
Ve sonunda hayata?
Bütün hatıra:
Puslu bir sabah,
Çiğ düşmüş bir gül yaprağı ve gök kuşağı
Örtüsüz kavak sandıkta
Şimdi soğuk ve karanlık bir koridorda
Taş kesilmiş bir bekleyiş
Artık kurtulduk zincirden, prangadan
İnsanlık adına ve uğruna yaşadığımız hayattan
Ve göz altı morluklarından.
Kan oturmuş cop izlerimizi
Zedelenmiş ciğerlerimizi alıp gidiyoruz bu akşam
Duyulmayacak artık ürpertisi göz kamaşmasının
Karanlıkta parlayan yıldızdan...
Merhaba özgürlük.
Kayıt Tarihi : 21.2.2003 08:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!