Merhaba Ömrüm...Nasılsın? Beni sorma halim yaman yine...Çünkü sen yoksun,yalnızlık beni yine mesken almış sarıp sarmalıyor senin yerine...Merhaba Ömrüm; Nefessiz kalıyorum senin olmadığın yerlerde..İzimi bulabilene aşk olsun...!
Sen benim neyim misin,merak mı ediyorsun? Ömrüm,Sancılarım,Bakışlarım,duyuşlarım,çok derin ağlayışlarım; gözyaşlarım...Kalbimin içinde bir türlü dile getiremediğim tekim,hepim,sonum...
Merhaba Ömrüm,seni ömrümün paha biçilmezi yaptığımı bilsen bu kadar rahat davranır mıydın ki? Sanmam...Korkardın aşkımdan fazla sevemezsin aşkım aşkını geçer diye pek bir hayıflanırdın...Sevebilecek asil gönlüne 'Asil bir seviş'yerleştirmediğini düşünerek...
Olsun...Ömrüm; Merhaba Ömrüm...Çok yeni bir sınava tabi tuttum kendimi,seninle sınıyorum kendimi,sensizlik anlarında söyleyemediklerimi düşünüyorum içimden haykırıp sana ulaştırmayı dileyerek... Merhaba Ömrüm; İlacım,Sancım,Muhtacım...
Anlar mısın ki dizelere sığmayan bu aşkı? 'Biz'olur muyuz? Şimdilerde bu kadar ürkek,bu kadar sancıya yenik durumdayken,mağdurken,sevebilme gücünü keşfetmiş ama söyleyemezken.
Yedi cücelerin sana selamı var sevgilim,
İlk defa kendilerinden daha küçük birini,
Seni görünce şaşırmışlar.
Sekizinci cüce olmanı istiyorlar
Lakabın 'Matruşka'
Derine indikçe sinekten farksız olan...
Düş bozumu art niyeti çürük hayallerimi,
Kirpik uçlarında sallandırıyorum.
Gölgeni şifa niyetine örseledim hiçliğime,
Şimdi gidiyorum,
Sarardığın mavi sevda süzülüşlerine beni de ekle!
Ağladım mı yoksa?
Geçtiğin yolların hepsi yine bana çıkmalıydı. Yüreğinin pamuk tarlasında kendime bir yer bulmalıydım.
Öldürdüğün aşk olsaydı belki yaşayabilirdim ama sen beni öldürdün. Yaralarıma bastığın tuzlara bile razıydım, sensizliğin köpüğünde boğdun beni!
Gördüğüm hiçbir yüz senin yüzün değil, sevdiğim hiçbir yürek sana ait değil… Ben beni bende bulamazken, sana dair attığım adımların hiçbiri sana çıkan değil.
Şimdi görünsen şöyle köşeden, gözlerim buğulansa yüreğim yansa sana törpülesem ömrümü yeniden…
Herkes aynı da sensiz sevmek çok başka şimdi… Bitirdiğim uzakların, yakını sen olmalıydın. Sevmeliydin beni, biz yaşamalıydık.
Yıllardan sonra sana uzandığım ilk gün gibisin şimdi, bir o kadar mağrur… Saçlarımdan yüreğine uzansa yolum, Rapunzeli bilirsin… Ulaşsam ben de sana öylece…
Ruhum dağınık, toplamadım. Çarşafını örttüm geçmişin, yıldızlar içimdeki volkanların patlamadan önceki sinyallerini çağrıştırıyor. Parıl parıl parlamaktalar. Gece, güne inat tılsımını ekliyor ayın...
Gönlümün yatağı dağınık... Uyuyanlar var, sessiz olun uyandırmayın. Öyle bir rüya gördüm ki, yalnızlık benden içeri serden dışarı çıktı. Takvimlerin insanları ağlatışları kelebekleri uyandırdı. İçimin mevsimi kıştı, ilkbahardan nem kaptım. Arabalar hızlıca geçiyorlar, kimi insanlar dağınık ruhlarının peşinde kimileri ise hayatlarının peşinde... İnsan neyi isterse onun peşinden koşarmış. Kendimi bulduğumda tamamlandım. Bam telimin ayarı kaçtı, keman çalıyor yüreğim...
Gidenler duyarlar da gelirler, hep birlikte şarkı söyleriz belki. Emeklemeyi öğrenmişti yüreğim, sonra umutların çatısından baktım dünyaya düşecek gibiydim bir an rezil oldum sandım. Yüreğim düşecek gibiydi gözlerden, son anda yakaladım.
Kimse anlamazdı hâlim perişan, duygularım yatak döşek yatmakta... Nevresimini 90 derecede yıkadım günahlarımın, çok kirlenmişti sonunda aydım. Bakın, içimdeki çocuk beni terk etti çıplak ayakla caddeyi alt üst ediyor.
-Dur gitme, yalvarırım gitme. Sana en sevdiğin oyuncağı alırım. Gözlerimin nemini siler, seninle hayata dair en güzel oyunları oynarım. Yalvarırım, dur gitme... Daha yapacak çok şeyimiz, gezecek çok yolumuz var.
Koşmuşum da yorulmuşum
Elalem dil uzatmış bana ne!
Yazdıklarım söylediklerimden daha azmış,
Fikirlerim anlaşılmamış kime ne!
Zenginin parası,
Küçüldüm sevgilim…Yalnızlığın kıyısına vurdu yüreğim…Sen gittin şimdi…Tuzaklar pusu kurdular…Benliğim enkazlara sürüklendi,gözyaşlarım yalnızlığın dumanıyla tüttü…Küçüldüm sevgilim adın değmedi ya bir daha kulaklarıma,ezildim,hayıflandım,büzüldüm,çok üzüldüm…! Hüzün yaprakları omzuma değdiler birer birer,incinirken incittim…!
Küçüldüm sevgilim…Her sabah sensizliğe uyanıp her gece sensizliğin sabahına uyanmak için hazırlanırken küçüldüm çok ama çok üzüldüm…! Bu kış da çetin geçecek,bu kış da yağmurlar akacak yüreğime doğru…Kar’lar bedenimde eriyecek…Küçüldüm sevgilim…Bu yalnızlık rüzgârında çok ezildim,çok büzüldüm,üzüldüm,süzüldüm…Çok acı çektim,çok..!
Küçüldüm sevgilim…Hiçbir şey gerekmiyor artık beni ısıtmak için,yokluğun üşütünce hiçbir şeye gerek kalmıyor..! nefret hazırlanıyor sensizlik alay edip gülünce…Seninle ne kadar da büyümüştüm,hayatın yükü bile hafifti,hiçbir şey ağır basmaz,hiçbir şey acıtmaz,hiçbir şey bir şey olamazdı…!
Lohusa bir aşk bu
İçimden kocaman bir sen çıktı
Dolanamadım girdabında düşlerimin,
Mumunu yaktım, aydınlatamadım.
Dün gibiydi sevmelerim
Acıktım sevgilim
Sana acıktım
Bir parça ’Sen’ kaldıysa sende
Alabilir miyim?
Açlıktan ölüyorum
Her yerde bir şeyler aradım
Her şeyin içinde yalnızca seni andım
Kimsin bilmiyorum
Bilmek istemiyorum
Aşk dolandı etrafıma
Karşı kıyıda kalsın istedim çaresizlik bu defa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!