Merhaba dostum.
Yine ben geldim ama bu kez ellerim boş, sana verecek simit’im yok. Ama sana anlatacak bir hikâyem var. Bugün sohbeti yavan yapacağız. Dün onu gördüm…
Bakma bana öyle, sadece durup izledim. Biliyorum kızacaksın, kanadın kırık olmasa beklide beni yalnız bırakacaksın. Ama dinle…
Ben onu gördüm o beni tanımadı…
Manav’ın orada karşılaştık biraz erik aldı, beli ki halen erik seviyor. Tıpkı eskisi gibi tadına bakarak “hım çok güzelmiş” dediği an; ben… Ben bir an gözlerimin dolduğunu fark ettim. Ve “ne kadar olsun hanımefendi” dedim. O “ fazla değil bir kg yeterli, zaten çok yediğimden değil… Yıllardır arıyorum ama ilk yediğim erik tadını bir türlü bulamıyorum.” Hafif tebessüm ederek “ ilk tat başkadır, tıpkı ilk aşk gibi” dedim. Sonra gözlerimin içine bakarak güldü ve teşekkür ederek gitti. Elinden tutup, ben Ahmet tanımadın mı? Demek istedim. Ama belli ki ben hiç değişmemişim korktum…
Bulunduğum yere yığıldım, dudaklarıma düşen yaşları yuttum. Görenlere “manav Ahmet ağladı sonunda” dedirtirmiyim.
Ama o hiç değişmemiş, yine gözerinin içi gülüyor, konuşurken “ş” harfini söyleyemiyordu. Saçları ilk tanıştığımız gibi dalgalı ve tırnaklarında hala en sevdiğim renk kırmızı… O her şeyi ile aynı, ben tanıyamayacağı kadar eğişmişim… Of offf… Yıllar sonra aynı şekilde karşılaşmak! .. Gördüğüme sevinemiyorum bile daha çok canım yanıyor.
Biliyor musun? Manav’ı kapattım, artık erikte satmayacağım aslında buradan gitmek istiyorum ama ne yaparım ne ederim bilmiyorum. Acaba yine karşıma çıkar mı, gittiğim yere gelir mi? Acaba gidip “ben Ahmet ne olur beni bağışla” desem mi? Ya da boş ver… Hiç bilmesin daha iyi. Sonra neden bırakıp gittiğimi sorarsa ne yaparım? Gücüm yetmedi seni sevmeye, cesaret edemedim seninle gelmeye. Aşk tan korktum aşığın olmaktan korktum mu diyeyim? Yok yok… Kaçmak benim işim… Dur senin şu yarana bakayım nasıl olmuş… Yaran iyi olmuş ama neden uçmuyorsun? Ah be vefakâr dostum… Kimin aklına gelir ki manav Ahmet bir martı ile konuşacak. Neyse ben gitmeye kararlıyım, sen… Sende benimle gelirmisin? Yıllardır sustuğum ve ilk kez anlattığım sırrımı senden başkası bilmiyor. Bu limana bir sevgili bırakmak yeter... Demek geliyorsun, yürüyelim o halde ama bir başka şehre değil gökyüzüne… Hadi rast gele dostum rast gele…
Kayıt Tarihi : 19.6.2009 21:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!