Merhaba bayan! Ritimli yollardan geldim, ellerimde nakaratlarını taşıyarak bütün aşk dolu şarkıların. Parmak uçlarınızda ölmeye geldim bayan. Yerin altından gelen bir rüzgar vardı yanı başımda dün gece uyurken oysa ama bu gece ölmek istedim bayan, parmak uçlarınızda. Özellikle işaret parmağınızın ucunda, sesini duyuramayan bir kuş gibi, dalına nokta konan bir kuş gibi ölmek istedim. Size sadece kendim geldim, bir kaç nakaratı da beraberimde getirdim. Hayallerim kırıldı yolda, nefesim kesildi. Ruhuma bir kurşun sıktılar, hislerimi işte o delikten düşürdüm. Ben kimseyi sevmiyorum artık. Yalan söyleme. Peki, bayan. Bu nakaratlara fazla tuz katmayalım, hepsi büyük yaralara sahip. Eşlik edelim ölmeden önce, saygı duruşunda ağlayalım, nefesimizi tutalım, sesimizi keselim. Sadece yaşlarımız aksın; ben parmak ucunuzda.. Bana bir kağıt verir misiniz? Teşekkürler bayan. Hayır, kalem vermeyin. Ben mektuplara ağlamayı seviyorum, gözyaşlarımın yanımda kurumasını istemiyorum. Başka bir şehirde buharlaşsınlar, benden uzakta. Peki. Öyleyse, geceyi beklemeyelim bayan. Beni şehir dışı bir yol kenarında öldürün.
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta