gidişinle hüzne boğduğun
yokluğun hasretiyle yaktığın
ama her zaman taze
hiçbir zaman açmayan gonca gülüm
merhaba....
yine ben
ihtiyar insan
hayranın
aşkının bitmeyen mısrası
seni seven gönlün son musikisi...
gonca gülüm sevdiğim sevgilim...
karıcığım nasılsın
seni sana yazmak ne tuhaf
oysaki sen aşkımın leylası
gönlümün hülyası
evimin filiz'i
çocuklarımın anası
yalnızlıklar içinde tanımıştım seni
yine yalnızlıklarda gezmekteyim
umudum hasretim vuslatım belki
ama karanlıklardan korkmaktayım...
ey ceylan gözlü dilber nerelerdesin
bir el uzatsan tutarsın ellerimi
yalnızlığında üşüyen
yokluğunda titreyen yüreğimi....
bak filiz? im bana miras bırakıp gittiğin evlatların
onlarda yok artık yanımda
hasret'imiz evlendi
bir kızı var şimdi
ismi senin olan bir filiz...
nasılda sevinmiştik doğumuyla
ah bir görebilseydin...
duvarımıza asılı resmin soldu
ama gözlerin o ceylan gözlerin ışıl ışıl
dün ki kadar sıcak bakmakta
vazonun içindeki güllerini her gün değiştiriyorum
hiçbir zaman solmadı güllerin
solan sadece benim
ama sana olan sevgim
sana duyduğum hasretim
bugün ki kadar taze
saçlarıma aklar düştüğü için
çocuklar bazen takılıyorlar bana...
gönül rafımdaki yerini her gün silmekteyim
gidişine bir türlü inanmadı bu yüreğim
umudunu sürdüğümüz oğlumuza
hasretini çektiğimiz kızımıza kavuştuk
hadi gel
ne olursun bir yerlerden çıkıp gel
şaka yaptım de bizlere
kandırdım, terk ettim sizleri bahanesiyle gel
yeter ki gel
bu yaşlı insanı artık fazla bekletme
hadi ne olursun filiz' im
yalan....
koca bir yalan yokluğun
inanmadığım fısıltılar yoksun diyorlar
umudum tükenmedi
içimdeki çocuk gelecek diyor
umudunu sürdüğüm ışık
haretini çektiğim leyla
vuslatına varacağım limansın...
Kayıt Tarihi : 12.5.2016 08:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!