gün batımı sen ve ben
birde martı sesleri
birde maviliğine delirdiğim kocaman denizler
büyüdükçe büyüyen kalabalık yalnızlıklar
içimde acıdığım hikayeler
ufacık umutlu zamanlar
Hava soğuk
şehrin ilk yağmuru yağıyor denebilir
Pencere kenarı küpeli çiçeği
Bekler dururum
Düşmüş kantlarım
Toz duman bir hava
taşar içimden çözümsüzlüğün,
hadi kalk! hadi kalk da uyandır beni.
içimizdekileri sirkeleme zamanıdır şimdi...
beklentiler, sitemler dökülsün ortalık yere,
yapılacak şey kavgaysa; hesap verme hesap sorma vaktidir
hadi kendin ol!
aşk
bilmez miyim seni
sensin beni nöbete diken
her gece
sensiz içim içimi yiyen
bu sabırsız bu tedirgin
en büyük düşüm beyaz bir evdi
bahçesinde güller açan
düşüm değişti
bilmem neden
hani insanların bir rengi vardır
benim beyaz mıdır
seni düşlüyorum ya
kabuslar iniyor içime
kara kapkara
ürkek, çekingen duruyorum
soramıyorum bu kederler niye
yapıcılık avare gezer dünümde
her şey azar azar bitiyor
bir şeyler eksiliyor
vurdum duymaz sevdiklerim
tükeniyor teselli sözlerim
gerçek görülüyor açıkça
umut bitiyor
bu dil başka türlü
bu sözler başka başka dizer
bu hüzün seni benim yarımla düşler
hani unutmaktı derdin
hani sorgulamaktı içindekini
dayan bilirsem sevecektim
zarar mı seni sevmek,
sevmek yarar mı?
ümidi boş..
sözü yalan labirent dünyanın.
yarını zarar zamanın,
bugünü acı.
bitecek diye bırakı verdim kendimi
o koştu
kovaladı
yine buldu beni
ve yine doldu hüzün bahçeme
yeşerdi içimde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!