Adalar, İstanbul’un ben-de-niz-(leri)
Beni benden al beni bana ver
Benden uzak dur benimle gel
İstanbul,
Yanakların kızarmış erguvâni
Dudak dudağa yaşanmış sevdaların leb-i derya
Bir renk ve âhenk cümbüşüdür Boğaziçi
Galatanda yüzyıllardır söylenen şarkının mest hâli
Şarabîyim şarabîsin şarabî
Dargın iki kardeşin uzayan elleri köprülerin
Biri doğu kadar uzak, diğeri batı kadar hin
Meracel Bayreyn kavuştuğu yer iki denizin
Camiler medreseler saraylar türbeler
Minareler çeşmeler kandiller kubbeler
Zaman içre zaman içindeler
Meydanların, meydan okuyan merdâneler
Güneşi camlarında eriten altûni Üsküdar
Buluttan hafif kanatlarıyla güvercinler
Kapalı çarşıda yılların serinliği var
Seni gezenler bir evvel zaman içindeler
Ey kartpostal şehir!
Martıların ellerimden simit yediği anlar
Vapurların dalgalarla sevişir
Ki marifetidir
Boşlukta yaşatmak bir yürek çarpıntısını
Sende duydum görmediğim zamanların yaşantısını
Denizde, güneşle ayın râm olduğu belde
Fenerlerinin ne de çapkındır göz kırpmaları
Bilmem var mı başka yerde
Martıların havada donanları
Kalbim vuruyor seni anıyorlar bir yerlerde
Üsküdar’da Eyüp Sultan’da Suriçi’nde
Sevmek acı çekmektir aşk ayrılık
Hisarlarında karşılıklı bir aşkın hikayesi
Her şey sonsuza kadarmış her şey bir anlık
Sendedir ölümsüz âşıkların nişânesi
Çınaraltı, Kız kulesi, sevda tepesi
Hayran hayran seyrederken gölgesini
Tanırım, sende kadının mûsikiye eş sesini
Bir yaprağın süzülmesi gibi zarif ve kıvrım kıvrım
Onu, kalbimi ayaklarına almış havada yürüyor sanırım
Yağmur damlaları gibi yine kendine benzer kendisi
Yeryüzünde bir kendi var bir de efendisi
Ey kalpten ve gözden olan!
Bilinmez medeniyetler ülkesi denizin
Güneşin tarlası, ayın kendisisin
Sen gül mevsiminde gül sesisin
Bir yaşlı bestekârın ilk ve son bestesisin
Bilmeyen seni, bizi ne bilsin
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 23:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)