Sen gidince solardı Menekşeler
gelecekmişsin gibi mis kokardı İğdeler
havuzun fıskiyesi mutad zamanlardaki
kendi melodisiyle
sen varmışsın gibi
üşenip usanmadan şarkımızı söyler hep
şırıl şırıl akan dere
kenarda gölgelikler
ağaçlar ağaçlar İğdelikler
biteviye geleceksin döneceksin diye beklerler sabırla
çiçekler de solmadan ve benimle birlikte
sen gecikip te gelmesen
yas tutardı avludaki perdeler
gölgeler eski zamanlara ait gölgeler gölgeler
gidince solardı Menekşeler
ıssız şimdi havuz başı
minik kedin hani komşudaki arkadaşı artık eskisi gibi
oynamıyorlar yumaklarıyla
sana ördüğüm kışlık kazağın
kış diyince içime kasvet basıyor
aslında çok manasız kışa hazırlanmam şimdiden
hüzün bırakıyor sebze bahçelerime
asmalar üzgün
şarabından mahrum kalacağız belli bu sene
kabaklar salatalar turplar umutsuz solgun
gelmeyeceğini dönmeyeceğini sezer gibiler
komşunun pianosunda karamsar ezgiler
sen belli ki dönmeyeceksin bu yıl da solacak Menekşeler
15/Mayıs/2010/C.ertesi/Ankara
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 15.5.2010 21:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Her zaman söyledğim gibi, şiirlerimin öyküleri var; durup dururken hadi oturup bir hikaye şiir yazayım demiyorum...Hayatta neler var? Aşk, acı savaşlar aile hastalık çaresizlik ölüm doğa kırgınlıklar ayrılıklar hasret kavuşma ihanet öfke; daha neler neler yani bunun dışında, şairin elinde bir sürü mazleme var... Kendi adıma konuşmayayım, ve şöyle demek zorunda kalmayayım; - ben amatör bir şairim işte, kafamda kurguladığım öyküyü bir mekâna bir mahal/e oturtup, onların yaşam serüvenlerine katılıyorum dememek için, böyle uzun uzadıya açıklama yapmamak için, genel bir tanım yapıyorum... Yukardaki şiirimde de, kurguladığım öyküde; orta yaşın monotonluğunu yaşayan anılarıyla avunan yalnız bir bayanın, eşi arkadaşı veya sevgilisiyle,ya da birlikte yaşadığı bir yakınıyla, güzel zamanlar yaşadıktan sonra, birlikte geçen güzel günlerin anıların hüznünü ve ümitsiz bekleyişini bir karekter yaratarak hayal gücümle onun ağzından yazdım... Daha fazla açıklamak gereksiz; herkes kendine göre manalandırabilir beğenir veya beğenmez, uzun lafın kısası, bu kadar roman senaryo hikaye yazılıyor, herkes kendini anlatmıyor veya hayatından kesitleri yazmıyor eserine...Bire bir yazmıyor ama her türlü malzemeden yerleştiriyor içine...Gerek kendi yaşamından gerekse gözlemlediği insan yaşamlarından filmlerden romanlardan gördüklerinden okuduklarından, duyduklarından efsanelerden masallardan kalan tortuları kendi kurduğu öyküyle sentez yapıp herkes kendince bir şeyler yazmaya çalışıyor...Biz okurlar ne yapıyoruz? Bazılarını çok çok beğeniyor etkisinden kurtulamıyoruz, bir çok kişinin göklere çıkardığı övgüyle söz ettiği, felan kitabı okudun mu ya da bu filme mutlaka gitmelisin dediğini biz beğenmeyebilir, bumuydu deriz göklere çıkardığın...Neyse Başarılı veya başarısız, bir kişinin yazdıkları ki yazma konusunda herkes kadar özgürlüğü varsa, birileri kalkıp yazarın siyasi kimliğini, ya da cinsiyetini dini görüşlerini ön plana alıp yorum yaparken de zavallılığının öfkesini bu yolla almaya yeltenmesi, lçler acısı acınası bir durum. Allah böylelerine akıl fikir versin...Baz alınan özellikler etiket üzerine, yaş veya cinsiyet üzerine ise; kişinin bilgisi birikimleri, insani vasıfları daha bir çok değeri göz önüde bulundurulmadan, bazılarının kendi şahsi yetersizliğinin acısıyla kendince hakaret ederek, alay ederek kendini tatmin yoluna gimesi gerçekten ayrı bir tez konusu, ayrı bir acıklı öykü konusu...-Ne güzel punduna getirip rezil ettim diye salyaları akarak sevine dursun.Tanrı korusun böyle ezilmiş, ezik; kendine dargın, kadın düşmanı ya da başarılı insanlara düşman; kendi başarısızlıklarının acısını çıkardığını sanarak mutlu olabilen yaratıklardan,Tanrı korusun
Duygu boyutunu her eklentiyle biraz daha yüksekte tutmayı erekleyen o bindirmeli dizelerin birbirinden ayrımsız nitelikteki güzelliklerini algıladım.
Sevgi'nin varlaştırılması ya da sevme gereksiniminin içinde yaşadığımız evrenin güzellikleriyle koşullandırılarak anlatılması ve değişim/dönüşüm evrelerine yaslandırılan duyguları bir görsellik oluşturularak sunumu son derece başarılı;başarılı olduğu ölçüde de etkiliydi.
Yaşamı ve insanı;birbiriyle ilintili dinamikleri somutlamak adına bu lirizme değişik objelerin,görsellerin eklemlenmesi son derece yetkindi.
Okumak bir emektir.Bu şiir okunmaya değiyordu.
Değerli Kardeşim APEL'i tebrikliyorum.
Erdemle.
Bence de öyle sayın Apel... Kışa değil bahara hazırlamak gerek yüreği...Yoksa o kadar kolay gelir ki kış, öyle özel bir hazırlık yapılmasını bile beklemez. Arsızdır, kapıyı omuzlar , girer içeri..
Kutluyorum güzel çalışmanızı saygı ile ...
istenilen- verilmek istenen duygu -düşünce çok şeffaf ve tavında!!! her zaman ki emeğinize ve güçlü kaleminize dileğimiz- tezgahınızda eskimesin ve mürekkebi bitmesin !!!saygılarımla
TÜM YORUMLAR (5)