sana bir ateş böceği gönderdim
sen uyuyordun sanırım
gelip kondu saçlarına
kulağına seni sevdiğimi söylediler...
ve kent ıslandı düşümle
sen düşüme uyandın
aaa ateş böceği
tanımadın önceleyin
sonra sen dedin
dedin mi bilmiyorum
burasını ben ekledim düşüme...
sonra bir beyaz yağmur ekledim pencerene
çıkarıp üstünde kelebek işlemeli beyaz mendilini
gözlerine sürdün
katladın
verdin ateş böceğinin avuçlarına
dışarda kent sallanıyordu beyaz yağmurdan...
yolladın bu havada
acımadın ateş böceğine
pencereni kapatın
sabah geceyi çoktan öldürmüştü
sen atıp kendini yatağına
düşlerin içine bata çıka
benim cesedimi taşıdın
küle verdin
deniz deniz oldu gözlerin
sanırım az biraz hüzünlendin...
kent hazırlanırken yeni güne
sen uyudun
düş boğuldu
sen uyudun
ben öldüm...
sakalım uzamıştı
geldiğinde ateş böceğim
parkam ıslanmıştı
şimdi
daha yeni
bir duvara seni özledim kız sloganını yazmıştım
ıslatmıştı yağmur
botlarımın ipleri çözülmüştü
kaçaktım
ellerimde tutuyordum gençliğimi
birde sana olan sevda mı...
sen yoktun işte
ve hiç olmayacaktın...
oysa sana henüz hiç meraba demedim sesimle
sesini hiç duymadım
seni konuşturmadım düşümde
avuçlarıma bırakılan mendile daldı gözlerim
az korktum
beyaz kelebeğe baktım bir süre
sana benziyordu
korkarak
çekinerek
açtım mendili
koca bir hayatım aktı nehirden
geldi aktı mendilinin içinden
kırmızı...
gözlerinin rengi düşmüştü mendiline
kırmızı
ve kin...
hınca hınç dövüldü yüreğim
kırmızı...
evet
evet sevgili
mendilinde kan
mendilinde kan sesleri...
bana düşen ölmekti
bende öldüm
beyaz yağmurun ellerinde...
sen gülümsedin....
sen
gayret et güzelim elini uzat
türküsünü mırıldandın...
sana bir şey olmasın...
Bahtiyar ArslanKayıt Tarihi : 28.7.2008 10:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
hiç iştenin mendili.........
müzeyyen başkır
TÜM YORUMLAR (3)