Memurun Yükü Şiiri - Gürkan Aykut

Gürkan Aykut
121

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Memurun Yükü

Bir dağ gibi çöker geçim,
Memurun omuzlarına,
Yükü ağır, sessiz;
Ne Toros’un yeli,
Ne Çukurova’nın bereketi
Ulaşır bu yorgun ellerine.

Bir ömür var,
Fakat ne zamanla ne de parayla ölçülür.
Ay başında bir umut doğar,
Ama ay sonunda,
Yalnızca yıkık dökük bir hayal kalır geriye.

Ev… O eski ev,
Kerpiç duvarlarında kırık bir nefes,
Bir ışık sızar, ama o da solgun,
Bazen bir soba yanar,
Ama bu yangın,
Sadece hatırlanmış bir sıcaklık.

Çocuklar sorar,
“Baba, bu yaz denize girecek miyiz?”
Ve baba, gözlerinde donmuş bir şafak,
Yutkunur,
Bir söz düşer dudaklarından:
“Bir gün, belki…”
Ama o “belki” bir ömre bedeldir,
O “bir gün” yitik bir umut…

Pazar yerinde insanlar yürür,
Ama memurun adımları hep geride kalır,
Fiyatlar yükselir,
Gözleri ise sadece etiketlerde…
Bir patates, bir soğan,
Yavaşça kaybolan hayallerin izinde.

Gök… Toprak…
Rüzgârın türküsü…
Bir yağmur düşer,
Ama toprağı sulayan değil,
Gözlerinden süzülen yaş olur,
Ve memurun yüreği,
Çatlamış toprağın çaresizliğinde kaybolur.

Ona kimse sormaz;
Ey zaman, ey adalet,
Hangi yoldan geçer bu yaralı kalp?
Bir maaş, bir ay;
Bir çeyrek ekmek, bir nefes,
Oysa düşleri, yıkık dökük bir köprü gibi,
Kendine her gün yeniden “yeniden” diyerek yaşar.

Memurun hayatı,
Bir gecede geçer,
Sabırla, soğuk bir yalnızlıkla,
Yorgun ama umutsuz olmayan bir şekilde,
Çünkü her sabah,
Ona yeniden bir umut doğar;
Ve her sabah,
Ona yeniden düşer aynı yük...

Gürkan Aykut
Kayıt Tarihi : 18.1.2025 19:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!