Bir Anadolu türküsü.
Buram buram memleket kokan,
Bazan dedem, bazan ebem, bazan da nenem olan,
Bu Kırşehir’in öyküsü.
Doğum yerim Ankara da olsa,
Kırşehir denince,
Yanar içimde hep ince bir sevda.
Büyükşehir denilen, kozmopolit kentler,
Önce yaşamını, bedenini, beynini,
Sonrada ruhunu, manasını, özünü alıp insanın,
Bir yanını yaralayıp,
Ardından yaşamın içine atıyor,
Ve yalnız bırakıyordu.
Seni ne metropoller, ne de varoşlar anlatabilir,
Ne de yaşadığım bu koca şehir,
Sen abdalınla, köçeğinle, alemin ve muhabbetinle,
Memleketimsin Kırşehir...
Şeyhlerin, Bektaşilerin, Ahilerin vardı senin,
21. Asırda bıraktığı izleri derin,
Erenler toprağında, ya doğmakta, yada yatmakta senin,
Edebali’n vardı.
Ahi Evran’ın ve Bektaşi Veli’n...
Aşıkların, Ozanların, Yazarların vardı senin,
Biri diğerinden yanık, oyun havaların,
bozlakların, türkülerin,
Havanda - suyunda, toprağında - taşında,
bir şeyler vardı senin,
Şemsi Yastıman’ın vardı.
Aşık Said,
Seyfullah,
Muharrem Ertaş,
Çekiç Ali ve Neşet’in...
Seni ne barajlar, ne de göller anlatabilir,
Ne de toprağından geçen bir nehir,
Sen davulunla, zurnanla, bağlaman ve sazınla,
Memleketimsin Kırşehir...
Memleketimin bağları bostanları vardı,
Üzüm yetişen kıracı,
Anadolu’ya bir gölge gibi düşen,
Dağları, kalesi ve yamacı,
Memleketimin aslanları, yiğitleri vardı benim.
Karakurt, Terme kaplıcaları derman yeri,
Kadınları ekmek yapar,
Çömlekte tandırı ve keşkefi,
Her özel gününü ve düğününü,
Uzaktan seyreden gönüller var seni.
Höyüklerin, Camilerin, Kervansarayların,
Medreselerin vardı senin,
Uğrunda verilen canların ve de serlerin,
Kendini ilme adayan bu gönül erlerin,
Aşık Paşa’n vardı.
SüleymanTürkmani’n,
Nurettin Cacabey’in,
Ahmet Gülşehri’n...
Hacıbektaş, Avanos, Kozaklı,
eskiden senin olan bu yerlerin,
Akçakent,
Akpınar,
Boztepe,
Çiçekdağı,
Kaman,
Mucur,
şimdiki ilçelerin,
Zamanında vilayetken, üç yıl ilçe olmak gibi bir kaderin,
Sevabıyla ve günahıyla bir de,
Osman Bölükbaşı’n vardı senin...
Seni ne maniler, ne de atasözleri anlatabilir,
Ne de çok okumuş genç yada pir,
Sen efsanelerin, yemeklerin, gelenek ve göreneklerinle,
Memleketimsin Kırşehir...
Toplumsal zihniyetten midir bizde,
Yeni tanışan iki insan birbirine,
Önce adını,
Ardından memleketini sorar,
Ben Kırşehirliyim,
Özbağ kasabası, köyüm Kışlapınar.
Bir Türkmen çocuğuyum,
Turan’ın oğlu,
Kösenin Osman’ın torunuyum.
Kayseri’ye ve doğuya giden,
Hemen herkesin içinden geçtiği,
Geçerken farkında bile olmadığı,
Belki de kimsenin görmediği,
Benim bir de köyüm var.
Her bir yanı tezek kokulu,
Çatısız köy evlerim vardı.
Hep çamurlu yolları, bir de ilkokulu,
Yollarında hasret, okulunda okumak vardı.
Anaların işi ısdar dokumak,
Irmak kenarında çamaşır yıkamak,
Çocuk doğurup, bir de ona bakmak,
Özün kısası her işi yapmak vardı,
Ve benim köyüm, işte bu kadardı.
Seni ne türküler anlatabilir,
Ne de yazdığım bu şiir,
Sen köylerinle, topraktan evlerinle
Ve bozulan köy sevgisinde, değişmeyen yerinle,
Benim her şeyim,
Memleketimsin Kırşehir...
Kayıt Tarihi : 11.3.2006 15:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)