Memleketimin Garip Manzaraları..

Memleketimin Garip Manzaraları..

Bireyin urbası olmamalı devletin işi,
Amaç huzursa bırakın nasıl isterse yaşasın kişi,
Emperyalizme mağlüpse vatan sevgisi,
Masal hikaye geri kalan hepsi,
Bunlar düzelir inanın yurdum insanı,
Bulursa ekmek parası dolu cepkeni,
Sanki bunalımda yurdum insanı,
Nereye selam desen, azı müstesna,
Duymamak elde değil isyanı,
Ölmedi gitti koca akifin tek dişi,
Kalmış dediği medeniyet canavarı,
Bu benim güzel ülkemin garip manzaraları,

Burjuvazinin gölgesinde ezik hayatlar,
Trajedik dramatik sahnelerle dolu,
TV programlarına düştü yaşamlar,
Bir lokma ekmek için ar satar oldu,
Masum kızlar analar,
Bu benim ülkemin insan manzaraları,

Doğusundan batısına bu cennet vatan,
Sanıyorum ağlıyordur bu topraklar,
İçin bu toprağın altında yatan,
Kim olursa olsun hain oğlu haindir,
Bu vatanın tozunun zerresini satan,
Bize verirken çingil çingil,
Kendileri salkım salkım yutan,
Bu benim ülkemin garip manzaralar,

İnsanmı yaratılmış? o insandır,
Olmamalı başka yaftası,
Emperyalizmin elinde beşerin hayatı,
Olmuş adeta bir yazı tahtası,
Dizi dizi boy boy sayısız çetesi mafyası,
Diplomalı cahiller bu ülkede,
Özgürlüklerin zincirli prangası,
Aslında yok ne türban nede yazma kavgası,
Bu milletin coğunluğunun derdi,
Ekmek kavgası yaşam kavgası,
Biz kavga ederken birilerinin yine,
Doluyor Karun misali kasası,
Bu benim ülkemin garip mi garip manzaraları,

Ey benim seçtiklerim siz üzmeyin canınızı,
Semizleşin em/in emekçinin kanını,
Halil İbrahim sofrası bu,oğlunuz kızınızda yesin,
Hesap bizden öderiz,
Siz öyle şeylere yormayın o kafanızı,
Çıkarlar için hazırlanan yasalar,
Yakışmıyor o kutsal çatı altında,
Çıkar için yapılan kavgalar,
Adım başı kurulan dernekler vakıflar,
Hemde bu ülkeye kafa tutarlar,
Para ile vekil olursa aşiretçi ağalar,
Okunmuyor kütüphaneleri kitapçıları,
Fuarları dolduran kitaplar,
Zaten aklına gelen şarkıcı olduğu gibi,
Aklına gelende oluyor yazar,

Yazmasın kardeşim yazmayın,
Bizi kendi halimize bırakın,
Kalemlerinizi ok yapıp,
Hedeflere atmayın,
Aydınsanız karanlığa küfretmeyip,
Bir mumda siz yakın,
Benim kavgam vatanım bayrağım,
Mukaddesatım,
Ekmeğim aşım namusum arım,
Savaşınız bunun içinse ben de varım,
Bu benim ülkemin garipmi garip manzaraları,

Dedem derdiki oğul gelecek zamanlar
Ayaklar olacak başlar
Emir olacak koyun gütmesini,
Bilmeyen çobanlar,
Neden çobanı tanıyacakki koyunlar?
Her yanımız aldı melhemsiz çıbanlar,
Muasır medeniyet yolunda emperyalizm
Ayağımızda zincir prangalar,
Halbuki geçmişte onlardı,
Bize boyun eğen muhtaçlar,
Bu benim ülkemin garip manzaraları,

İnsanların birbirine güveni bitti,
Kitaplaşan tarih birilerini zengin etti,
Mutluluk huzur gelecek,
İnanıyorum ben ülkeme güveniyorum,
Huzura erecek bu millet,
Ne zaman tarihi ile yüzleşti,
NOT(SON MISRALAR BÜYÜK ÜSTAD NAZIM HİKMETİN MEMLEKETİMİ SEVİYORUM ŞİİRİNDE RUHU ŞAD OLSUN,
Memleketim:
Ankara ovasında keçiler:
kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması.
Yağlı, ağır fındığı Giresun'un.
Al yanaklı mis gibi kokan Amasya elması,
zeytin
incir
kavun
ve renk renk
salkım salkım üzümler
ve sonra karasaban
ve sonra kara sığır
ve sonra: ileri, güzel, iyi
her şeyi
hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır
çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım
yarı aç, yarı tok
yarı esir...

Ahmet Şadi
Kayıt Tarihi : 4.12.2009 00:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Şadi