yürüdüğüm kaldırımların altında insan piresi yeşil bir ağacın dibinde oturmuşum cumartesi yarından sonraki günden eminim pazartesi bulutların yüzü kızarmış aşk bahanesi şehrin cahil kalmış sinsinesi denizi kirletiyor pirhanaların dişleri kendi etine bileniyor gaz maskesi kurşun tanesi boş kovanların içine yuva yapmış örümceklerin hanesi limon sıkılmış yanaklarınla kendine aşık et herkesi cumartesi cumartesi cumartesi karnın açsa eğer gel otur yanıma gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi utandır herkesi göbeği boğazından başlayan burjuvaların yaşadıkları her saniyesinde üretim araçlarının mesaisi bedenimi çağırıyor beni işe almıyorlar memleketimin burjuvazisi memleketimin burjuvazisi memleketimin burjuvazisi çıkar artık ayaklarıma dolanmış kapitalleri ne olur marksizmin felsefesi sınıfsız toplumun sesi: ‘Marx! Siz mi geldiniz?’
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta