sihay bir arabanın içerisinde geçiyor işte başvekil.
ve taze bir gelinmiş gibi oturduğu koltuğun camı aralık
belli ki yüz görümlüğü hesabı üç beş liranın derdinde
ve o akşamın telaşı içinde bir o yana bir bu yana kıvranıyor.
tilki kadar kurnaz lakin asaleti tartışılır.
ne sorarsan sor cevabı hazır.
içerisinden çıkamayacağı sözcükler sıralanır vatandaş rıza'nın
bir bir o tombul parmaklarıyla seçmiştir bunları başvekil
ve o iri biçimsiz dudaklarından etrafa saçılır
özenle seçilmiş ikinci el kelimeler
ve gayrısı vatandaş rıza anlamaz onları
lakin derdinide anlatamaz
ne vakit kalır
ne hali
mühim adamdır çünkü başvekil hazretleri!
ve bir akbabanın soğukkanlılığı içerisinde
gözleri süzer etrafı siyah camlı kocaman gözlüklerinin ardından
amerikan işi
nereye baktığı anlaşılmaz
bakmak için bakar zaten
geriside önemli değildir aslında
bürokrasi der buna kılıfıda hazırdır yalanına.
ve sonra anlaşılır ki bulunduğu mevkide herkes aynı
tasla girer bu hamama.
ve öyle bir terlerki kokusu suyu bile tiksindirir kendinden
ruhu cehennem ahalisinin nefesinden
ve 'ben milletin vekiliyim' naraları duyulur içeriden
lakin millet bundan bi haber
ben 'sizim' der
lakin bizim olduğumuz yerde o hiç yoktur
ya bir gökdelenin tepesinde
yada 4 katlı süper lüks köşkünde
en yakın mahalle üç durak aşağıda
tek dertleri sesleri gelmesin buraya
1
en tuhafıda vatandaş rıza aç yatarken
o koca işkembesinin gürültüsünden uyuyamaz başvekil
akşam yediği hindi rostosu hazımsızlık yapmıştır belli
üstelik sadece koca hindinin yarısını yediği halde!
ve anlam arar durur işkembesinin sesine saatlerce
lakin bulamaz!
ve sabaha karşı dörte üçüncü sodasını yudumlar
en pahalısından hemde alman işi
wolker zıen
Bizim vatandaş rıza ise üç simiti paylaşır
üç oğluyla
ve karısı buna rağmen şükreder allaha!
ve amcasının memleketten gönderdiği çayı ikinci kez kurutup içerler.
yarı tok yatarlar lakin diğer yarısını huzur doldurur hayatlarının
başvekilse ispanyada memleketten çok uzakta yudumlar nane likörünü ikinci defa
kongreye katılmaktır amacı kılıfıda hazır yalanına
huzurludur bir katilin bakışları arkasındaki huzur ruhunda
ve günler sonra yurduna döner sıyah pierre- cardin takım elbisesiyle başvekil
'sizin için ordaydık'der.
lakin vatandaş rıza yarı aç dinler onu kahvedeki radyodan pür dikkat.
çayını yudumlar ikinci defa
ve büyük adam şu başvekilder
radyodaki konuşması sonrasında
evet büyüktür başvekil tombul yanakları 52 beden vucuduyla büyüktür olabildiğince!
lakin büyüklüğü sadece etinde kemiğinde
gerisi vesaire vesaire
günler geçer vatandaş rıza'nın ortanca oğlu hastalanır
ateşi olur 42 derece
gece ve kışın tam ortası
hastahaneye koşar elbisesinde 7 yama üstüste
doktor süzer gözleriyle sıraya geç der
lakin o sıra hiç gelmez rızaya
oğlu kollarında can verir
ne büyük adammış be şu başvekil!
2
Lakin gene kızmaz rıza kimseye
ecel der eğer boynunu kendinden bir metre öne
ve zaman geçer günler ay aylar yıl olur
büyük oğlu büyük mektebi kazanır rıza'nın
avukat olacaktır uzun bir zaman daha sonra
rızaysa bir kolunu kaybetmiştir
atölyede demir keserken
patronun bir türlü almadığı önlem yüzünden
üstelik üç beş lira uğruna
kolunu kaybetmiştir rıza
ruhunu paraya satan adamlar için
kader der eğer yine boynunu kendinden bir metre öne
ettimi sana iki metre
hazırdır kefeni rızanın tam iki metre...
sonra oğlunu gönderir bir umutla
belki bu karanlığına bır güneş gibi doğar huzurunda
lakin zaman geçer haber gelir
haberle birlikte oğlu kapkara bir tabutta
solcuydu oğlun komutan der
rızaysa benim oğlum hep yönünü karıştırmıştır komutan bey der ve susar
ağlar yanaklarını ıslatmadan
ve zaman geçer hiç durmadan
günlerden cuma rıza kahvedeki radyodan dinler
sallanıyordur başvekil bir ipte öylece
kalkar gider cenazesine yanaşır yavaşça kalabalıktan bir fırsat bularak
'büyük adamdın be beşvekil' der.
Kayıt Tarihi : 26.3.2008 15:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yazan kaleme;saygı ve dostluklar
TÜM YORUMLAR (1)