MEMLEKET-GURBET-HASRET
Köyümde ilkokul dördüncü sınıfı bitirip beşinci sınıfa geçmiştim.
Babam bize İstanbul'a taşınacağımızı söyledi. Ben çok sevindim, sevincimden hoplayıp zıplıyordum.
Ne demek yaa İstanbul'a gidecektim, hani gidenlerin anlatmakla bitiremediği, İstanbul'dan geliyorum diye havasını attıkları şu İstanbul.
İstanbul deyince akan sular dururdu. Adına destanlar hikayeler yazılan büyük İstanbul. Herkesin hayallerini süslediği, gitmek için görmek için can attığı İstanbul. Vaybeee, biz İstanbul'a taşınacağız, artık bende İstanbul'lu olacaktım, tatillerde köye gelince hava atacak, ordaki herşeyi anlatırken, İstanbul'da yaşayıpta tatile köye gelen çocuklar gibi, her konuya "bizim İstanbul'da" diye başlayacaktım.
Gün yaklaştıkça benimde sevincim artıyor, heyecandan kalp atışlarım artıyordu.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta