Bilirsiniz, aşıklık geleneğinde; karşılıklı ve irticalen manzum biçiminde söylenen söz düellosuna ΄ atışma΄ denir.
Kimi halk ozanlarımız(!) var ki, vatan-millet aşkıyla yanıp tutuşur. Onlar haksızlık karşısında; elde saz, dilde söz, avazlarının ulaşabildiği yere kadar bağırır, isyan ederler. Günümüzde bunların başında gelen; Aşık Bülendî (Karaoğlan) , Aşık Baykalî, Aşık Mesutşah, Cindoruklu Aşık Hüsamî ve ünlü Aşık Babaî gibi bazı isimler…
İşte memleket meselelerine bu denli duyarlı olan beş halk ozanının koçaklama tarzında hamâsi atışmalarından birer kesit sunuyoruz:
Önce ΄ epikolizm΄ yönüyle ünlü aşık Bülendî’yi dinleyelim. Aldı Aşık Bülendî, vurdu sazın teline, bakalım neler söyledi:
Hey heyyy! Adım okununca ΄ tik ΄ gelir akla
Güvercin misali atarım takla
İki olasılık bir olanakla
Türkçe’yi terkipten arıtan benim (deyip kesti)
Aldı Baykalî; ses tonunu ayarlayıp diksiyonunu gözden geçirdikten sonra celallenerek sazını kucakladı, bakalım neler söyledi:
Hey heyyy! Deniz olur bazen dalgalanırım
Kendimi ‘kaptanı derya’ sanırım
Ne yordam bilirim ne yol tanırım
Beyinlerde kurşun eriten benim (deyip kesti)
Aldı Mesutşah; bu meydan okuma seansına oldukça sinirlenmiş görünen tavrıyla, ağır çekim hareketine biraz daha ivme kazandırarak sazını akort etti ve bakalım ne söyledi:
Hey heyyy! Benim çeteleri dize getiren
Benim kuru dalda meyve yetiren
Benim dincilerin işin bitiren
İrtica kökünü kurutan benim (deyip kesti)
Aldı Cindoruklu Aşık Hüsamî; başarılardan kendisine pay ayrılmadığına canı sıkılan Aşık Hüsamî, uzun ve sivri burnunun üstünde emanet duran gözlüğünün kemer noktasından rakiplerini süzdükten kelli, ΄ birbilen΄ vekili edâsıyla bakalım ne söyledi:
Hey heyyy! Yassıada boylarından gelirim
İlhamımı ΄ birbilen΄ den alırım
Demokrasi diye diye ölürüm
Saman altından su yürüten benim (deyip kesti)
Atışmalar kıvamında gırla gidiyordu ki, ortaya bir fötr şapka atılmasıyla aşıklar birden sukûtu hayale uğrayıp yelkenleri suya indirdiler. Çünkü ortaya atılan fötr şapka, Aşık Babaî’den başkasının değildi. Bir bakıma diğer aşıkların daha ileri gitmemeleri için, ihtar anlamını içeriyordu. Aşık Babaî, avurtlarını şöyle bir şişirip gerdan kıvırdıktan sonra aldı sazı eline, bakalım ustaca ne söyledi:
İşte Aşık Babaî!
Hey heyyy! Dün dün idi, bugün ait bugüne
Bakarsın gün doğmuş, gün batmış yine
Sakın ha! Kafamı bozmayın gene!
İt’i öldürene sürüten benim (deyip kesti)
Babaî’nin ihtarına başüstüne efem diyen aşıklar; Babaî’nin fötr şapkasını, çattıkları dörtlü sazın üzerine geçirerek, usta-çırak ilişkisine gölge düşürmediler. Ve Babaî’nin sazını öperek huzurunda saygıyla eğildiler…
[email protected]
(Arşiv -1998) Ahmet Süreyya DURNA
Ahmet Süreyya Durna
Kayıt Tarihi : 18.5.2007 21:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Not: Sadece biri eksik olmak kaydıyla, dünün Huysuz Virjin’leri bugün de aramızdalar ve suyu durmadan bulandırmaya çalışıyorlar. Can çıkmayınca,huy çıkmıyor anlaşılan.

Allaha emanet olun. Selamlar, saygılar....
Ümran Tokmak
yüreğinize sağlık selamlarımla
Çok güzel olmuş, ellerinize sağlık, tebrikler, selamlar.
TÜM YORUMLAR (8)