Zaman almış gidiyor beni son deryasına ırmakların
Çocukluğumla el ele Fırat kenarında yürüyorum
Gerçek sevgilidir belki de görmeden sevdiklerim
Çıktım Harput kalesine Elazığ tarihini yazıyorum
*
Keven kökünde açılır yuvasız kuş yumurtaları
Her biri bir kartal olup Hazar’dan havalanırlar
Bir gönül bedestenidir Elazığ’ın uzun çarşıları
‘Çüt’ elma koyar mendile türküler bohçalanır
*
Kavimler göçü konaklamış Palu kervan sarayında
Marifetle açtı sürgülü surları Artuklu Türk Hakanı
Zülfün karanlığı çıra olmuş yanıyor sol yanımda
Şimdi türkülerde tütüyor Mastar Dağı’nın dumanı
*
Latife ile sürgülenen gönül kapısı Baskil’de açılır
Henüz ray döşenmeden Silistre’den geldi Kovancılar
Para icat edilmeden evvel cevher bulduk Maden’de
Harput’un efradından sayılır Pertek ve Çemişgezek
Karakoçan’dan biraz ben biraz da Bingöl bahsedecek
*
Alacakaya’nın dağ yolları vişne rengi mermerden
Arıcakta'ki ters laleler temsil eder vakur sevgimizi
Defteri kebir ve okkalı kalem gerek Ağın öyküsüne
Munzur’a, Gülüşkür’den bir geçit verir Keban Denizi
*
Semaverle bekler ŞEHİT FETHİ SEKİN mesire yeri
Demlenerek; vatan sevdasıyla, el sıkışır sevgimiz
Her yudumda bir buse konar yiğitlerin alnına
Dünyanın dört bucağına yayılır gider şöhretimiz
*
İşte böyle “Efsaneler yazarız sevda-ı aşka dair”
Bir kalbe girer girmez o anda başlar marifetimiz...
İlhami Bulut
Kayıt Tarihi : 1.1.2020 10:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!