Memleket Hasreti
Ölmez, sağ olursam bu yaz inşallah
Köyümü bir daha görmek istiyem
Çürüklü’ye varınca akşam, sabah
Toprahlara yüzüm sürmek istiyem
Tatarlı’yı, Haydarlı’yı, Dinar’ı,
Horu’yu, Çürüklü’yü, Akpınar’ı
Kara Kavağı, hem Koca Çınar’ı
Bulup gölgesine durmak istiyem.
Kocaalı, Kelalı, Bostan Bey’i
Dedem Pızdı, Çete Memmet neyi
Caber Kalesi’ndeki her bir şeyi
Aşk ile bağrıma sarmak istiyem.
Dinar’da Ilıca, Düden, Pınarbaşı,
Suçıkan; Menderes’in göz yaşı...
Çarşı, pazarda tanıdık gardaşı
Görüp de, hal hatır sormak istiyem
Ne hoştur zevki sılayı görmenin
Taşına,toprağına, yüz sürmenin
Ağpınar başında mola vermenin
Su içip tadına varmak istiyem.
Habar salsam, “geldim” diye duyursam
Uşakları toplayı, hızmat buyursam
Cılbağı sarsam, açları doyursam
Gariban savaba girmek istiyem
Nenem sağ olsa da, sesim duysaydı
Cabime kavırga, üzüm koysaydı
Üstüne bir de alma soysaydı
Cevizi de dişle kırmak istiyem
Bir de gitsem mamam meni görseydi
İçi haşhaşlı bir katmer dürseydi
Hele azıcık da tulum verseydi
Değmeyin, keyfini sürmek istiyem.
Dayım gilden acık iğde aldırsam
Emim gilden alma gakı buldursam
Ceblerime kızıl üzüm doldursam
Çer, çöpünü de ayırmak istiyem
Evimiz önündeki taş, yatırdan
Korkup da kaçtığım çıkmaz hatırdan
Ağızı bileğsiz kör bir satırnan
Kuru odunları yarmak istiyem.
Köyün uşaklarını peşime taksam,
Çapıtlı çalıda bir cıgara yaksam
Çinko çatılı Acar Ev’e baksam,
Çatıda güvercin vurmak istiyem
Bir torba azığı atsam omuza
Adımız çıksa da sümsük domuza
Afyon otu, yemliği bassak tuza
Beş tandır çöreğe dürmek istiyem
Bunları her zaman canım çeker
Köylü bin bir çeşit mahsül eker
Olunca her bir şeyi teker teker
Yemesem de elimle dermek istiyem
Bir düğün olsa da okucu gitsek
Kara kavurma sohbeti etsek
Bulgur pilavı, gelse yisek tüketsek
Sazlı sözlü düğün dernek istiyem.
Harmana denk gelse düven sürsem
Iramas yıksam, sapları öldürsem
Hokkabaz gibi alemi güldürsem
Köşklere de postu sermek istiyem
Isıcak bassa, hep ayakta kalsam
Alaçık altında uykuya dalsam
Sevdiğim kızdan muradımı alsam
O anda mezara girmek istiyem
Koyunları sağsak, damda pişirsek
Akşam da kuzuları emiştirsek
Sabah kaymağa verip veriştirsek
Dığan dibini sıyırmak istiyem.
Güz günü gelse darı, nohut ütsek
Kaval çalıp da koyun kuzu gütsek
Erkek keklik gibi dağlarda ötsek
At tepse, sövüp, kanırmak istiyem
Üç kafadar Baytar Bağına dalsak
Ceviz, badem, üzüm, kor erik çalsak
Süllü dayı görse de “Yezid” olsak
O tatlı günlere ermek istiyem.
Dağ, bayır, tepe demesek dolaşsak
Kumalar, Karakuş Dağı’nı aşsak
En erişilmez zirvelere ulaşsak
Kaf Dağına otağ kurmak istiyem.
Bilmem gene derler mi “hey gidi”?
Harman yerinde oynayalım güdü?
Rüyalarımda kalan o son ümüdü
Dalağım şişip haykırmak istiyem
Fıstanımı giysem, sümüğüm aksa
Herkeş alay edip yüzüme baksa
Bir sövsem, adım başangıya çıksa
Kesekle pencere kırmak istiyem
İnadım dutsa, tarlaya gitmesem
Duman olup, bacalarda tütmesem
Her gavganın başında bitmesem
Ayamı bağlayıp, durmak istiyem.
Pelit değnek alsam, karnım da toksa
Güdü de oynarız, akranım çoksa
Yeldirmeden yalan bir döğüş çıksa
Hızaran kafasını yarmak istiyem
Kemik, çüt gel diye bir aşık atsam
Üttüğüm katır boncukları satsam
Paraları cebe atıp bakıtsam
(Gubarma ülen) dedirmek istiyem.
Bir de; “Yağ yağ yamur, teknede hamur”
Haydi; “Ver Allah’ım ver selli göllü yamur”
Duasıyla “Bağ, bahçe, sokak çamur”
Tekerlemesi bağırmak istiyem
Kim sorarsa bunlar neyine gerek
Gelecek nesillere kalsın diyerek
Katıksız Türkmen’em çatal yürek
Her yerde göğsümü germek istiyem
Ey Emin CEBE, ne talihli kulsun
Kısmet ise dileğin yerini bulsun
Sözlerim de buna vasıta olsun
Çürüklü’ye selam vermek istiyem.
26 Ocak 2009, Pazartesi
NOT: Bu şiir Şemsi YASTIMAN’ın şiirinden, Memleketim olan Dinar, Çürüklü, Çölovası, dağları ovarlı ve köy halkına göre uyarlanmıştır.
Emin CebeKayıt Tarihi : 3.2.2009 17:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)