Memleketim, yurdumun baş tacı
Kaç dert düştü yüreğine yangınlarla
Kaç alev saçlarına bulaştırdı kirli isini
Söyle bana hangi laleler bıraktı seni hangi güller
Kaç leylim söyle bana
Murat’a kim dil uzattı..
Utanırım bilirsin utanırım fukaralıktan
Kale parkından seyretsem de cemalini
Bırakma, salıverme kendini
Mavi göğünde yeşil suretini
Memleketim ah memleketim
Ak başlı Süphan’ın koynuna kim girdi
Kim Kolu Baba dağını kardeşsiz
Hangi deve dikenleri seni öksüz bıraktı.
Memleketim ah memleketim..
Bilirsin dönüşüm zamanın kör ağzında keskin bıçak
Kalem yazmaz, kağıt kabul etmez eserimi
Murat taştı taşacak haberin ola
Ne Fırat ne de Dicle dayanır buna
Ovamda körpe gelinciklerin zamanıdır
Kuytudan kuytuya yükselmesin fidanlar
Durmasın artık defterimde sahipsiz kalem
Ne ben dayanırım buna ne de sen.
Memleketim ah memleketim..
Gece düşümde ay’ı gördüm
Suretin çalmaktaydı simasına yeni gelinin
Kaç haber geldi fizan’dan, kaç leylim
Kışın gibi sert mi geçer bilinmez
Söyle bana güneş sana hangi hakarette bulundu
Kimler at sürdü üstüne
Hangi krallar hangi padişahlar, sultanlar
Korkma, de diyeceğini namuslu yüreğine
Korkma artık fukaralıktan, ziyandan
Korkma çalandan,çırpandan,seni ziyan edenden..
Memleketim ah memleketim..
Can siperane durmuşsun şimdiye kadar
Bilirim bilirimde ses edemem geceye
Salsın kendini laleler geniş koynundaki mahzene
Memleketim ah memleketim
Bulanık ovasından Malazgirt kalesine
Örtünün altından başını gösterirken aleme
Nice savaşlarla doğumdaydı gebe kadınlar.
Memleketim ah memleketim
Duyuyor musun beni?
Ünal Çağabey
09/06/2010
Kayıt Tarihi : 20.9.2010 11:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)