Memiş ile Nemlican Şiiri - Hayrettin Ta ...

Saçlarında esen yelin son hecesinde sustum. Saçlarını okşamak istedim, bir saç telin kalmıştı.Bilgisayarda taradım, çoğalttım saçlarını çoğalttım suçlarıma.
-Gözlerinde inen yağmurun kuyusundayım. Seni kırdığım için Yusuf bile dargın burada .
Uzağıma Züleyha’nın kızı geliyor, sana çok benziyor diye gönül suyumdan bir kova veriyorum.
-Ne yaptıysam” sana olan sevdamdandır “
Kimi sevdiysem sana olan sevdamdadır.
- Yürek kalemin aleminde esir yoktur kalışına.
Ürkek gecelerin hecelerinde üşür yıldızların.Venüs seni çizer samanyolunun girişine.Bu gece hangi yıldıza baksam senin suretin Nazlı_can
- Yapayalnızlığın sözsüz sanatında buluyor beni mecazlar.Hicazlarında sensiz, sessiz melodiler beni yazıyor. Bilmiyorsun beni. Can kırıklarının kırıklarındasın. Kırıklarına dolanmış kırk ayakların kırkı kırk yararcasına yaramın kabuğuna basa basa mutlu oluyorsun.

Görmezsin,sana olan özleyişimde suretimin halini.
- Miş’li geçmiş zamanın oğlu Memiş’im Malihulyalarımda
yalnızlığın vatansız bayrakları dalgalanır.
-Aşksız gezmem,sensiz hele hiç.Böcek ilacı da yok tenhalarındaki böcekleri kurutacak.Dedim ya susturulmuş pişmanlıkların gergefine sarıldım.
-İlgilerin çiçeksiz baharlarına ırmaklar bağladım gözyaşlarından Uzak tuzakların yaşamsal dürtülerine isimsiz sevgini yazdım.
-Olumsuzluğa aldırmaz güleç halin.Sahilsiz deniz akar,algısız dalgalar sarar beni.Demiş demiş kadar oluyorsun.Adım sensiz gayrı Memiş

-Kadirbilmez acıların arşivinde tehcir edilmiş günlerimizi gördüm.
Gözlerinin içine baka baka yazdığım yalan tarihine inandığın günler geldi aklıma.
-Aşk kendi sızısında akmazdı.Bir düşün masalına girerek sonu umut dolu sayfalarda seni aradım.
Yecüc ile Mecücler can kırıklarını onarırdı helyuma ihtiyacı olan dünyasız dünyama.
Görmek için görmek yetmiyor...Beni kör bir Mecnun yaptın.Nadaslarımda çıplak Leyla’ların yatakları var.Göremiyorum.
-Arkanı dönüp attığın adımlar onur tarihi diye yazıp durma. Hep bekleyenin Memiş’i olarak acılı hikayenin ön sözü yapma.Daha senli kitaplarım bitmedi.Sızımın sazını cırcır böceği çalar.
-Unutamayışımın karıncıları seni toplar bende. Uçsuz bucaksız çöllerimde başlar vuslatımın samyelleri. Sam Amca’nın kızı asılıyor orda. Somun yapmış senin hamurundan ,cilvelerinde üç çocuk yapma yansır sanki.
Yapamam adım çıkmış Memiş’e… Sevdamdan sen okyanusu susar. Susatır beni Cebelitarık.
-Aynı ilçede yollarımız karışmıyor. Ben Tarık Aziz,Sen Abdül’ün kızı Azize.
- Cebelitarık,tan da geçtim seni bende bulamadım.Bermuda Üçgeni’nde üçgen çiziyor kalemsiz, alemsiz gecelerim.

-Bilinmezliklerin Ortatoğusu’nda Filistinli bir çocuğum. Sen sanki Yehova’nın kızı değilsin biliyorum. Sana taş atmak için sapanın var; ama taş kalmadı taş bağrımda. Sen Kudüs’üme taş atıp durma.Sana olan aşkımın Kudüs’ünde seccadeni ser güzel aşklara
-Dua et. Hu desin huriler. Günahlarımdan arındırsın Kevserin .Sus dinle beni biraz

Adının kaldığı çıkmaz yaramın kabuğuna yazdır güzel ismini Nazlı_can

- Birbirimize ağladığımız tarumarların marjları ısırsın sensizliği.
Sana yeni denizler ürettim gözyaşlarından. Yalnızlığın fenerleri yanar,uzak kaldığın her yere…

Anlamın boylamında zamansızlığa dolanmayı bekleyen anlam içindeki dizelerimde sus biraz.
Anla biraz…
-Dine gel.
- İmana gel
- İtikadını artır aşkımı yaşayarak.
-Beni de dinden,imandan, sensizlikten çıkarma…
-Uykusuz bir gece yaşattım diye her gece bana bin bir gece masalıyla
bekletme sofalarında gecesiz bırakma beni. Bir gün geleceksin umuduyla yeni masallar anlattırma. Bu aşk bin bir geceye de sığmaz.
-Aşkın yer altı yatağında atma beni.Başımda yer elması yiyerek elma yanaklarından öpmemi azdırma.
-Dedim ya yaralıyım yaralı…

Belki bağışlanmaz hataların cehenneminde zebaniydim. Belki zenciydim günahların şafağında.Belki ben değildim, sosyolojik dumurların duruşunda aklandım,saklandım,
- O bildiğin benden bir tek göz yaşlarım kaldı.

Gizli bir düşün atomunda parçalandım,gül yüzüne.

-Aşk bir yaşam biçiminde yazgımın üslubu oluyor.Kandırmaca bir bulmacının bütün cevaplarında boğulmuş gidiyordum sana.
Kolaydı değildi yokluğuna kafiye olmak.Serbest şiirlerin imgesinde yüzlerce anlama şifre atarken en güzel anların anlamıydın.
-Sen vardın, varlarınla yoklarım arasındaki arasatta.
Boş versene , borç versene hayat.
Aşk olunca gönül zengin, karın boş.Sessizliğin sunaklarında mevsimlerin karı erir.Altı ay yaz, altı ay kış geçiren gönlümün musonlarında sağanakların durdu.Şimdi içim de çöl, dışım da çöl, yalnız bekleyişim umman…

-Usumuzun dehlizlerinde üşüşür ceylanlar.Gerçeklerin kimyası ceylanların yüreğinde.Ürkek ürkek yalnızlığına izdüşümsüz kadın hayali düşer.
Bin bir gecenin içinde bin bir suretin yansır kırık aynalarıma.

-İçten içe tutuşarak büyüyen yanardağlarım göğsümdeki ölümsüz aşkını utulmazlığa böler.Beni sana böler aşk,beni çarpar aşk. Beni toplar sen. Beni senden çıkaramaz çıkarmalar. Dört işlemin dördünde durur dünyam.
- Umutlarım zincirlere vurulmuş zincirleme isim tamlaması. Takısız yalnızlığın arasında yudumlayamadım ismin hallerinde.Den halini sevmedim hiç.
Hep “ i “ halini sevdim.
Seni dedim seni,utamadığım seni …
Her acıklı şarkıda,her acıklı filimde, her acıda kanadığın seni.
-Beni iflah edecek yıldızlı günlerin keyfinde gecelendim,hecelendim.
-Yandım.
Ayrıldım.
Ayrılık aşkın Antartikası.Penguenlerini bari yolla. Kaç buzul kopunla senli bir penguen alırım
-Biriktirdim sensizliği. Neresi ayrılığın ay takvimden yazılır.Ay yüzün , aşk yüzün, dert yüzün
yaşanmışlığa neden sahil değil.
Hangi cevapsız sorularıma sis olup kalacaksın üstsüz özlemlerime.
Hangi sorunun son sözüsün bilemedim.
Yazdım seni kedere.Kaderden ders aldım,hep beklemeyi dene dedi.
-Hepbeklermişin Memiş’iyim.