Besni,
Toprak damlı evlerin,
Margarin tenekesi bacalarından tüten duman gibi
savrulup giden insanların
yüreğine çöken şehir.
Hani bir gün gelecektik sana.
Her gecenin ardından,
Işıyınca dağların kanadı;
Kırık bir serçe çığlığı uçar
Yosma ağızlı sokaklar uzanır
o kente
Düşerim yollara ben
Uzaklarda
Bilmem hangi dağlarda yanan ateş
Şifresiz süzülen yıldızlar
Kurgusuz zamanlarda
boşanıveren hüzün
ben buradayım işte
Sonu denize açılan yollar gibi
Bitince ezgisi gecenin
Buz tutmuş sevincime
dokunuyor yokluğun
Gecelerimce kara şimdi
baktığım yerler
Ey... Gece
Sevginin düşmanı zulmün bayrağısın
Kusma artık yeter karanlığını
Sana dost derdim bir zamanlar
Paramparça ederdim şimdi inan
tutabilseydim yakanı
Ülkemin bir başında
vurgun yerken
çocukların cılız sesleri;
Bir ucunda
talan edilir sofralar
Kar taneleri
Yıldızları süpürülmüş
bir gece serdiler önüme
Bulut bulut indi alıcı kuşlar
Bu kaçıncı mermi
şakağımı patlatan
Korumasız
Ne zaman sana baksam
dönüp de
Gözümde dağ olursun
Yücelirsin, yükselirsin
Erişemem sana kavuşamam
Yaklaştıkça büyürsün mağrurca
Bekleyiş usanmaz bir çalkantıydı
Bekleyiş bir ölüm göçüydü
Umuda kurulmuş saatlerdi bekleyiş
Ama ayrılığa çaldı birer birer
Hazan çökmüş badem çiçekleri gibi
Karanlığı geldi gecelerin
Kimseler bilmesin
çekip gittiğimi
Güller açıncaya dek
Sınırsız zamanlarda
çoğalırken yalnızlığım
Sevdalar tütsüleyin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!