Memed'in Ve Memo'nun Ağıdı Ağladığıdır

Mahmut Nazik
3922

ŞİİR


55

TAKİPÇİ

Memed'in Ve Memo'nun Ağıdı Ağladığıdır

MEMEDİN VE MEMONUN AĞIDI AĞLADIĞIDIR

Varsın bütün yolları tutsun kalleşlik
Varsın insanlık sussun
Varsın hainlik kan kussun
İİlaki barış deyin kardeşlik
İnadına kardeşlik

HERGÜN GÖRÜRSÜNÜZ ONLARI
HANİ UTANIP
YANAKLARI KIZARIR YA KONUŞURKEN
ÇARŞIDA PAZARDA
TARLADA TAPANDA
HARMANDA
TIRPANDA

ELİNDE SEFER TASI
İŞE GİDERKEN
SOKAK SÜPÜRÜRKEN
ÇALARKEN
ÇIRPARKEN
BELKİDE SOKAĞA TÜKÜRÜRKEN
YA DA BİRİLERİ ONLARIN
YÜZÜNE TÜKÜRÜRKEN
YA DA
BİR ÇALININ DİBİNDE
İBADAT EDERKEN

HANİ GÜLERKEN
BELKİ DE SAZ ÇALIP
TÜRKÜ SÖYLERKEN
TOY DA HORON
KÖYDE HALAY TUTARKEN
ARADA BİRDE
DÜŞÜNÜRKEN GÖRÜRSÜNÜZ ONLARI

BELKİ MEMET
BOYU BİR KARIŞ BİR YİĞİT
UFAK TEFEK
HANİ TÜFEK KADAR

HELE ANASINA
BABASINA
GARDAŞINA
YAVUKLUSUNA SORUN BİRDE
SELVİ BOYLUDUR
BABASININ KANIDIR
AĞRI DAĞIDIR MEHMET
ANASININ YARI YANIDIR

FARZEDİN Kİ
OĞLUNUZ
YAVUKLUNUZ
YÂRİNİZ
YARENİNİZ
KARDEŞİNİZ

Hani perçemleri hani
Parça parça yarı yanı
Düşmanları doyurdumu
Memedimin akan kanı

VAZİYETİNDE GELDİ
BİR DÜŞÜNÜN ALAH AŞKINA
NE YAPAR NE EDERSİNİZ

İŞTE MEMO VE MEMET
ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN İNADI
O ACININ TADI
HER HESAPLAŞMADA
BİR ORA BİR BURA SAVRULANI
ARADA KALANI
KANAYANIDIR

MEMO OLMUŞ
MEMET OLMUŞ
DAVUT OLMUŞ
DEYVİT OLMUŞ
NE FARKEDER
HEPSİ DE

Dağlar dağlara dayanır
Düş görüp anam uyanır
Akşam haber almış idi
Sabah oğulsuz uyanır

İNSAN EVLADIDIR
HER İKİSİDE
BİR ANNENİN CANI
BİRİLERİNİN CANANIDIR

HANİ ŞU HABERLERDE
KARŞITINA GÖRE ŞEHİT
DİĞERİNE GÖRE…
İT OĞLU İT

BU KÖR DÖĞÜŞÜN
BİR YANI
O KURBANLIK KOYUNUN ADIDIR

AMA MEMO DA MEMET DE

ASLINDA HER İKİSİ DE
OLANIN BİTENİN
FARKINDADIR

YARININ MEMEDİ
VEYA MEMOSU
ŞU YANINIZDAKİ
SAÇINI OKŞADIĞINIZ
UÇARI ÇUCUK
OLABİLR Mİ ACABA
NE DERSİNZ

İŞTE BU ONLARIN
AĞIDI
AĞLADIĞIDIR

*

ASKERDE ŞEHİT DÜŞEN
MEMEDİN AĞIDI
ANASININ AĞLADIĞIDIR

Sıra sıra gelir şehitler
Bir çare bulmaz zahitler
Adam deyip seçtiklerim
Bu mu verdiğiniz vaatler

Giderken davul döğerdi
Ana oğulu överdi
Dostları şöyle dursun
Düşmanını severdi

Memedimin bağrı yanık
Son nefeste yârin anık
Kara haber tez ulaşır
Kâğıdının ucu yanık

Peş peşe gelir şehitler
Analar yakar ağıtlar
Yüreğim yanıyor aney
Hiç kar etmiyor öğütler

Haber gelir çıfıt ile
Karşılanır ağıt ile
Anasına haber gelmiş
Ucu yanık kâğıt ile

Dağlar dağlara dayanır
Düş görüp anam uyanır
Akşam haber almış idi
Sabah oğulsuz uyanır

Dediler geldi oğlunuz
Melekle doldu avlunuz
Sevdalısı ağıt yakar
Der böyle miydi gavlimiz

Ana gibi kimse yanmaz
Böylesine can dayanmaz
Uykusuna kıyamazdı
Uyan oğul der uyanmaz

Ağıda gelin ağıda
Anası hayrın dağıda
Dağlara sığmayan yiğit
Nasıl sığar bir kâğıda

Esti de sam yeli esti
Tetiğe cin eli değdi
Böyle yazgı olur mu
Bize kimin dili değdi

Haber geldi anasına
Dokunamam yarasına
Yüz bin destan yazsam azdır
Kaşlarının karasına

Kan içinde kan içinde
Her yanları kan içinde
Memed gibisi var mola
Köyde onca can içinde

Kurşun oğlun yok mu senin
İşçilerin tok mu senin
Kan içerek doyulur mu
Din imanın yok mu senin

Yanası dağlar yanası
Nasıl dayansın anası
Böyle gelin görülmüş mü
Kanla yakılan kınası

Hani perçemleri hani
Parça parça yarı yanı
Düşmanları doyurdu mu
Memedimin akan kanı

Yavuklusu dama çıkar
Çıkıp da dağlara bakar
Ellere soğan acısı
Ateş düştüğ(ü) yeri yakar

Memmedin gözleri üzüm
Adına türküler düzün
Karanfil sandım yarasın
Hiç çiçek açar mı güzün

Düşman ataşı harlamış
Kurşun döşünde parlamış
Kardeşleri can derdinde
En az bir saat hırlamış

Alkanları yere akmış
Ölürken güneşe bakmış
Komutanın zamanı yok
Kâğıdının ucun(u) yakmış

Kem gözlerden sakınırken
Dokunmaya çekinirken
Nasıl yatar taş yastıkta
Yün döşeğe yakınırken

Dala baykuş konmuş şimdi
Umutlarım sönmüş şimdi
Gözleri ışıl ışıldı
Bakışları donmuş şimdi

Kuşun gelip onu buldu
Can havliyle otlar yoldu
Anasının bir tek oğlu
Elleri koynunda kaldı

Ana kalkmaya erinir
Bu ne iş diye yerinir
Dağda taşta duvarlarda
Gözüne oğlu görünür

Dağlar dağlara dayanır
Gün doğar herkes uyanır
Bana derler sabret bacım
Buna yürek mi dayanır

Sebep olan sebep olan
Benim yürek kebap olan
Kapıcıkları kapansın
Bu acıya sebep olan

Ana çıkamıyom gardan
Medet yok gardaştan yardan
Tam meyveye duracakken
Sam yeli vurdu bahardan

Yağmur yağar sicim sicim
Gördüğümle azar acım
Ölenin öldüğü kaldı
Ölen senin benim necim

Efene gülüm efene
Gelin konmaz ki kefene
Yere göğe sığmaz idin
Nasılda sığmış kefene

Uyar mı bize uyar mı
Kan il karın doyar mı
Geride kaç yetim kaldı
Yoksul yoksula kıyar mı

Saklamaz dağın meşesi
Dalına hazan düşesi
Bir Memet vurulma ilen
Biter mi köyün neşesi

Baldan tatlı baldan tatlı
Benim yavrum baldan tatlı
Seninki benimki yok ki
Herkesin oğlu kıymatlı

*

MEMO’NUN AĞIDIDIR

Tayyareler hırım hışım
Ana belada bu başım
Yer gök ateşten yanıyor
Yardıma gelmez gardaşım

Dağlar dağlara yaslanır
Kuşlar eşine seslenir
Ocağı sönesi felek
Yârin mavzeri paslanır

Ay buluta düştü mola
Kurt karnını deşti mola
Yüreğimin yarasına
Acep kurtlar düştü mola

Kurşun yemiş de döşüne
Mor sinek konmuş yaşına
Şehit mi gazi mi söyle
İnsan kıymaz kardeşine

Kan içinde kan içinde
Siyah kâkül kan içinde
Çürüyesin yağlı kurşun
Cehennemin yan içinde

Azarına nazarına
Düşmüş de can pazarına
Hiç kardeşi yok muyudu
Baykuş konmuş mezarına

Sevda değil bu bir hışım
Bir belaya bulaşmışım
Etim savruldu göklere
Yirmi değil daha yaşım

Sesler gelir bağlardan
Kurtulamam ağlardan
Düğününü edecekken
Ölüsü geldi dağlardan

Şu yiğidin bakışına
Yol yürünmez yokuşuna
Kuruyasın zalım Fırat
Aldı gitti akışına

Kan kusuyor kan kusuyor
Namlular mermi kusuyor
Kardeş kardeşe kıyar mı
Can çıkmıyor kan kusuyor

Başına varıp oturdum
Görünce aklım yitirdim
Kurşun yuvan parçalansın
İnsanlığımdan utandım

Baldan tatlı baldan tatlı
Benim yavrum baldan tatlı
Seninki benimki yok ki
Herkesin oğlu kıymatlı

*
MEMET’LE MEMO’NUN
GECENİN BİR BEYRİNDE
BELKİ YILDIZLAR ALTINDA
BİR SÖĞÜT AĞACININ DİBİNDE
GUDUL GUDUL
DERTLEŞİP AĞLAŞTIĞIDIR

-Anadolu hırçın gelin
Seni derdin bitmez mi hiç
Nedendir hiç durulmadın
Belan öte gitmez mi hiç

-Dal sallanmaz esmeyince
Uzar gider kesmeyince
Yiğidin derdi görünmez
Yarasını deşmeyince

-Nasıl dindir nasıl iman
Vurun diye gelir ferman
Bir ekmeği bölüşürken
Vuruldukça olduk düşman

-Namlıdan ateş savrulur
Değer de saçım kavrulur
Yaşam da ayakta gerek
Yiğitler bir bir devrilir

-Kurşun gelip canım aldı
Ana acı haber saldı
Kardeş kardeşi vuruyor
Oğul kız arada kaldı

-Kurşun oğlun yok mu senin
Patronların tok mu senin
Kan içerek doyulmaz ki
Din imanın yok mu senin

-Bu dünyada nice zulüm
Yiğide tez gelir ölüm
Tören terbiyen yıkılsın
Bizi düşman eden zalim

-Felek belasın sürümüş
Geceleri kan bürümüş
Şurada vurulan yiğit
Gözlerine yaş yürümüş

-Yıldızın üçü terazi
Dertlerimiz dizi dizi
Nasıl kader nasıl yazı
Goyak goyak oldu sızı

-Yalnıza kardeş değilsen
Mazluma yoldaş değilsen
Dört kitapta haramdır bu
Garibe yandaş değilsen

-Bir yanda toprak ağası
Bir yanda para babası
Ben çalışam onlar ala
Olmuşlar da baş belası

-Arkamızdan göz ederler
Karanlıkta iz ederler
Koyun koyunun izinde
Yalanları öz ederler

-Attılar hakkı hukuku
Sattılar kâfire halkı
Bunca akan kan iş değil
Bu değil ki hakkın narkı

-Dal sallanmaz esmeyince
Uzar gider kesmeyince
Engerekler huysuz olur
Zehirini kusmayınca

-Dert birikti dert üstüne
Kanı karanfil üstüne
Başım beladan kurtulmaz
Bilmem feleğin kastı ne

-Feryat figan ün eder
Kimi gününü gün eder
Onca gençlerin ölümü
Bilmem kimi zengin eder

-Goncaydı dalında kaldı
Gülüşü gülünde kaldı
Gayrı beyler kına yaksın
Muradı gönlünde kaldı

-Şu dağların ninnisine
Ses vermedi yar sesime
Yüreğinde sevdası yok
Kurşunun yar nesine

-Haylamadı hoylamadı
Beşiğini sallamadı
Ana değildi ağlasın
Kurşun ninni söylemedi

-Yağmur yağar siğim siğim
Giden can benim sevdiğim
Eller gülüp oynaşıyor
Umurunda mı öldüğün

-Gözyaşlarım dizim dizim
Suç onların değil bizim
Öldüğüme gam yemem de
Açık gidecek bu gözüm

-Aç, feryat figan ün eder
Kimi şimdi düğün eder
Memo memet ne fark eder
Bilmem kimi zengin eder

-Ne güzeldi gülüşümüz
Çiçek açardı düşümüz
Acep kimi güldürdü ki
Kan içinde gidişimiz

-Tarlalarda yorulan biz
Fırınlarda kavrulan biz
Her denene inanıp
Duman olup savrulan biz

-Bir harmanda karışmayı
Bahar gibi gülüşmeyi
Niye çok görürler bize
Kardeş kardeş bölüşmeyi

-Hey ağalar aklı erenler
Söz edip gül derenler
Yok mu bunun bir çaresi
Her yerde akıl verenler

-Çekilmiş bedenden kanı
Hani içindeki canı
Mesaj yollan teller çekin
Durdurun bu akan kanı

-Yolunda yorulmuşum
Yellere sorulmuşum
Peşimde haramiler
Dağlarda vurulmuşum

-Üstümüzde bulutlar
Gönlümüzde umutlar
Sevdamla büyüttüğüm
Gülümü kuruttular

-Yaz yağmurları yusun
Dağlar yasımı tutsun
Kuşlar kılsın namazım
Bulutlar da ağlasın

-Arkamdan ağlamayın
Yaramı dağlamayın
Türküye gömün beni
Karalar bağlamayın

Mahmut NAZİK 2008 MERSİN

Mahmut Nazik
Kayıt Tarihi : 25.5.2008 07:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan

    Donanımlı bir liirizm akışı.Dolu doluluğuyla ve okuru kendine çeken gizemli diliyle,konu bütünlüğüyle...

    Memleketimden İnsan Manzaraları'nın başka bir versiyonu.

    Kutluyorum Sayın NAZİK'i.
    Erdemle.

    Cevap Yaz
  • Yusuf Değirmenci
    Yusuf Değirmenci


    içimiz kan aağlaamakta mahnut bey iyibiliyorum sizn içinizde kan ağlıyor olmalıki bunca emeği şirlere vereekteselliye çalşıyorsunuz bu acıların feryadıdır sizin şirinide ne yazıkki duymayanlar utansın

    Cevap Yaz
  • Hadiye Kaptan
    Hadiye Kaptan


    Yazan kalem var olsun

    hissettiren şiirdi
    gerçekler ile

    Sevgiyle kalın

    Cevap Yaz
  • Fatma Usta
    Fatma Usta

    memleket karmaşalara sürüklendi insanlar galyana geldi zaten bir kaşık suda fırtına çıkaran insanlarınız idarecilerin kelimelerini seçerek konuşması gereken günler geçiriyoruz olanlar gene asgari ücrete talim edenlere oluyor doğusu batısı yok doğuda da aç insanlar var batıdada heryer bizim insanımız ve malesefki bize iç savaşı yaşatıyorlar idarecenin akıllı olmadığı yerde halk akıllı olucak başka yolu yok

    Cevap Yaz
  • Cafer Taşkın
    Cafer Taşkın

    Bu kirli savaşın ağıdıdır. Bu kardeşliğin vurulduğu ve kimsesiz gariban MEMO İLE MEMEDİN ağıdıdır. Bu bizlere öğretilen vatan-millet-sakarya palavrasının suya düştüğü ve gençlerimizin bir emperyalist oyun ile birbirine silah sıktığı adına kalleşlik denilen bir savaşın ağıdıdır. Bu bir destandır. Dillere dolanır bundan böyle Anadolu'da ve yüreği yanan anaların dilinde söylenecektir. Çok teşekkür ederim CEMREDE değerli üstadım MAHMUT ağabey... Ancak bu kadar içten ve yürekten anlatılır bu ağıt. Yüreğiniz ve gönlünüz dert görmesin. Saygılarımla.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (13)

Mahmut Nazik