Bir yandan cellatlar girdi araya,
Bir yandan, oyun etti bana
bu mendebur yürek,
Nasip olmayacak Memed'im yavrum,
seni bir daha görmek.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bir yandan cellatlar girdi araya,
Bir yandan, oyun etti bana
bu mendebur yürek,
Nasip olmayacak Memed´im yavrum,
seni bir daha görmek.
Biliyorum,
buğday başağı gibi delikanlı olacaksın,
ben de öyleydim gençliğimde,
kumral, ince, uzun;
gözlerin ananınkiler gibi kocaman,
bazen de bir parça bir tuhaf mahzun;
alnın alabildiğine aydınlık;
herhalde sesin de olacak
- berbattı benimkisi -
türküler döktüreceksin yanık mi yanık...
Konuşmasını mı bileceksin
- ben de becerirdim o işi
sinirlenmediğim zamanlar -
bal damlayacak dilinden.
Vay, Memet, kızların çekeceği var
senin elinden.
Müşküldür
babasız büyütmek erkek evladı.
Ananı üzme oğlum,
ben güldürmedim yüzünü,
sen güldür.
Anan,
ipek gibi kuvvetli, ipek gibi yumuşak;
anan,
nineliğinde bile güzel olacak
onu ilk gördüğüm günkü gibi,
Boğaziçi'nde,
on yedisinde
ay ışığı, gün ışığı, can eriği,
dünya güzeli.
Anan,
ayrıldık bir sabah,
buluşmak üzre,
buluşamadık.
Anan,
anaların en iyisi en akıllısı,
yüz yıl yaşar inşallah...
Ölmekten, oğlum korkmuyorum,
ama ne de olsa
iş arasında bazen
irkilip ansızın,
yahut yalnızlığında uyku öncesinin
günleri saymak biraz zor.
Dünyada doymak olmuyor, Medet,
doymak olmuyor...
Dünyada kiracı gibi değil,
yazlığa gelmiş gibi de değil,
yaşa dünyada babanın eviymiş gibi...
Tohuma, toprağa, denize inan.
İnsana hepsinden önce.
Bulutu, makineyi, kitabi sev,
insani hepsinden önce.
Kuruyan dalın
sönen yıldızın
sakat hayvanın
duy kederini,
hepsinden önce de insanın.
Sevindirsin seni cümlesi nimetlerin
sevindirsin seni karanlık ve aydınlık,
sevindirsin seni dört mevsim.
ama hepsinden önce insan sevindirsin seni.
Memet,
memleketler içinde bir şirin memlekettir
Türkiye,
bizim memleket,
insanı da,
su katılmamışı,
çalışkandır, ağırbaşlı, yiğittir,
ama dehşetli fakir.
.............
...............
Memet,
ben dilimden, türkülerimden,
tuzumdan, ekmeğimden uzakta,
anana hasret, sana hasret,
yoldaşlarıma, halkıma hasret öleceğim,
ama sürgünde değil,
gurbet ellerde değil,
öleceğim rüyalarımın memleketinde,
beyaz şehrinde en güzel günlerimin.
895 numaralı katar!
895 numaralı katarın üçüncü mevki vagonunda
Üç yolcu var!Sefalet, Felaket Ve Mehmet!
Tren düdükleri öter Mehmet'in üstünden
Medeeeet!.. Medeeeet!
Uzanır, raylar uzanır Memleket, memleket...
Yok mu raylarda merhamet
Mehmetçik, Mehmet; Mehmetçik, Mehmet!...
Dağ taş Mehmet dolu, Kiminin pantolonu
Kiminin donu!
Bu uzun rayların sonu
Varır kışlasına Selimiye' nin
Selimiye'nin avlusu Mehmetçik dolu
Hepsinin dirseklerine kadar sıvanmış kolu
Mehmetçiğin kolu bitle dolu,
Bit Mehmet'i yer Mehmetçik biti...
Nazım Hikmet RAN
Düşünün ki şimdi onlarca seviyesiz programda birbirini 'yıllarrrrrdır' görmeyen (görebilecek fırsatları olsa da bunu beleşe getirmek, televizyonda görünebilmek için başvuru yapan) bi'çok insan var. Ağlamalar, hasretin bittiği anlar... Komik,yalan,sahte!!! Nazım'ı kim ayırdı Memed'inden??? Mavi gözlü dev... Varna'dan bakarken memleketine yakmadını yüreğini Memed'in sızısı, yakmadı mı gözlerini Memed'in yüzü..?? :=((
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta