Yarım yamalak ölümleri kabul etmiyorum Başağı da aldım keserek Şimdi rüzgarlar biraz serin eser Semaver yanar yanar! İçimizdeki kozalaklar yanıyor Ormanı tek nefeste çekiyorum Boğazıma kurtlar kaçıyor Çam ağaçları midemi yırtıyor Bıçkıyla kesin bacaklarımı
Yalnız kaldıkça yolculuk ister yorgun ağaçlar Bir horozu çok ötüyor diye kesmek gerekir Çoğu ırgat 90’ı görmeden ölmez Üzerinde ardıçlar, söğütler Hatta ceviz ağaçları Onları özellikle severim Pınar nehri beni besledikçe ve dallarım budandıkça Kendimi biraz daha doğulu hissederim
Nefes almak için vakit kalmadı Çoktan geçti eskilerin izlerdi üstümden Ben yeni bir adamın Lütfen eskit beni Güneş ne zaman batıdan doğarsa Sen o zaman bırak benim ellerimi Şimdi göz göze gelme zamanı Senin gözlerinde kaybolma zamanı Hissediyorum kalem ağlar Evler başımızı yıkılır Bir aşk gelir gitmek bilmez -zaten gitmesini isteyen yok-
Toprak kaydıkça zorlanırım O kadar güçlü değilim Anti her şeyi serumuma koydurdum Antidepresan, anti-kapitalist , antimilitarist Vücudumu ben yönetmiyorum Sen zaten kanımda dolaşıyorsun O ayrı bir fetva konusu Geçelim bunları Seninle dağlarıma çıkmak isterim İstanbul’u ateşe verdikten sonra
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta