İnanç fıtri (doğal) bir ihtiyaç olduğu gibi hayata anlam kazandıran insani boyuttur.
Akıl ile varlık ve olaylar arasında kurulan münasebet, inkârı imkânsız kılar.
İnkâr;
İnancın insanı ıslah ve terbiye eden sorumluluklarından kaçmak ve kurtulmak isteyen, rahat düşkünü, lezzet tiryakisi, zayıf iradeli insanların, ilahi iradeye isyan sonucu içine düştükleri ruhsal panik.
Suçlarının cezasından korku ile saklandıkları karanlık kör nokta.
Kurtulacakları zannı ile sığındıkları mevhum bir liman.
Canlarını kurtarma adına sarıldıkları serap ufkunda görünen kuru bir dal parçasından başka bir şey değildir.
İnanmadığını zan edip inkâr üzerine bir hayat felsefesi kurmak isteyenler, hayatı anlamsızlaştırmakla hayat güvencelerini ve mutluluk kaynaklarını kaybettiklerini ne zaman fark edecekler?
Allaha ve Ahrete inanmayanlar,
inanmadıklarını iddia edip, inançlara savaş açmış bulunanlar,
kendisini akıllı, elit ve ilerici olarak adlandıranlar;
sonucu itibariyle kazanacakları bir şey yoksa
hayatı tüm zorluklarına rağmen nasıl ve neden yaşadıkları sorusu karşısında kendilerini ve muhataplarını ikna edecek mantıklı bir tek cevapları varmıdır?
Hayat,
Allah’a ve Ahirete iman ile
dünya adına güven içinde huzur ve mutluk kaynağı,
Ahiret adına ise
ebedi ve sonsuz saadet kazandıran ticarete dönüştürülmez ise!
Esaret ve işkenceden başka NEDİR Kİ?
Aksini düşünen varsa buyursun ispat etsin.
Necdet EremKayıt Tarihi : 22.10.2010 10:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aksini iddia edeceklerde tehlikeli bir hastalık var demektir.
Beğenerek okudum, tebrikler sevgili dost...
Tam Puan + Ant.
Sevgilerimle....
Nafi Çelik
TÜM YORUMLAR (1)